BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
02 ARALIK 2007 / 19:49

Zihinsel Engelli Çocukların Mesleki Rehabiliasyonları ve Hayvan Bakıcılığı Modeli Projesi

Sevgili Tamer Dodurka ,

15 Ekim 2006 tarihinde TRT 2 de yayınlanan " Karşılıksız Sevgi " programında izlediklerim beni çok mutlu etti. Proje ile ilgili konuşmadan önce kendim ve gelecek nesillerin çocukları adına size teşekkürü bir borç biliyorum. Hayvanseverler adına " İyiki varsınız " diyoruz.

→ Sosyal Hizmetler ile birlikte yürüttüğünüz projeyi bize anlatırmısınız ?

Hayvanların insanlara ait bir çok fiziksel ve ruhsal sorunların çözümünde olağanüstü katkı sağladığı tarih öncesi çağlardan beri bilinmektedir. Günümüzde psikiyatrik sorunlar başta olmak üzere bir çok alanda hayvanlardan yardım alınmaktadır. Ne yazık ki ülkemizde hayvanların bu müthiş yeteneklerinden yeterince faydalanıldığı söylenemez.

Ülkemizde 6-7,5 milyon kadar engelli birey olduğu tahmin edilmektedir. Ne yazıktır ki, engelli bireyler sadece tüketici olarak algılanmaktadır. Toplum olarak bu insanlarımıza karşı görevlerimizin tam olarak yerine getirildiğini söylemek de mümkün değildir. Oysa çeşitli konularda desteğe ihtiyacı olan ve aynı zamanda üretime katkısı olabilecek bu bireyler için sadece devlet kurumlarından hizmet beklenmesinin yeterli olamayacağı çok açıktır. Bu toplumsal bir vazife olup her meslek grubu, her STK, hatta her bireyin yapabileceği bir şeyler mutlaka vardır.

Ülkemizde engelli çocuklardan sorumlu ve yetkili resmi bir kuruluş olan "Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumları"na bağlı olarak çalışan kimsesiz, bakıma muhtaç, ekonomik ve sosyal yoksunluk içerisinde bulunan özürlü bireylerin bakıldığı yatılı rehabilitasyon merkezleri ve gündüzlü bakım veren rehabilitasyon merkezleri daha çok akademik beceriler geliştirmek ve temel bakım hizmetleri vermeye dönük olarak çalışmaktadırlar. Farklı gelişen çocukların toplum yaşamına uyabilmeleri, uygun bir iş sahibi olabilmeleri ve üretime etkin katılabilmelerini sağlayıcı mesleki rehabilitasyon hizmetleri sınırlıdır. İstihdama ve ekonomiye etkin olarak katılımı sağlayıcı faaliyetleri olmadığı gibi iş olanakları da sınırlıdır.
Veteriner Klinikleri ve hayvan barınakları hayvanlarla yakın teması kurulan çalışma alanları olup engelli çocukların daha istekli çalışacakları, kendilerini daha fazla geliştirebilecekleri sosyal ve uygun ortamlardan biridir. Çocukların kendilerini geliştirmelerinde "istek" çok önemlidir. Hayvan materyalinin bu tür çocuklarda öğrenme isteğini, yaşam hevesini ve dolayısıyla kendini geliştirme isteğini artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Biz bu noktadan yola çıkarak, engelli çocuklarımıza aynı zamanda kendilerini geliştirebilecekleri mesleki bir imkan sağlanabileceğini ortaya koymak istedik ve "Zihinsel Engelli Çocukların Mesleki Rehabilitasyonları ve Hayvan Bakıcılığı Modeli" adını verdiğimiz bu projeyi gerçekleştirdik.

→ Bu projede esas ortaya çıkarılmak istenen şey nedir ?

Model olarak veteriner kliniklerinde gerçekleştirilecek bu projenin amacı hem çocukları hayvanların tedavi edici özelliklerinden yararlandırmak, onları üretime kazandırmak ve hem de bu toplumsal vazifenin yapılması için toplumun ve veteriner hekimliğin haricindeki meslek gruplarının da dikkatini çekmektir.

→ Ben bu projenin canlanış aşamasını merak ediyorum.

Tasarladığımız proje için sosyal hizmetlerden sorumlu Vali Yardımcısı Sayın Mehmet Seyman'ı ziyaret ettik. Kendisinin onayı ile proje, Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne ve buradan da bu kurum bünyesindeki rehabilitasyon merkezlerine iletilmesi sağlandı.
Rehabilitasyon merkezleri içersinde sadece, iki fedakar sosyal hizmet uzmanı Hıdır Bey ve Döne Hanım sayesinde Zeytinburnu Zihinsel Özürlü Çocuklar Bakım Ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü bu konuya ilgi duyduğunu belirtti ve karşılıklı görüşmelerle projemiz son halini aldı.
Daha geniş kapsamlı yapılabilmesi için proje İ.Ü. Veteriner Fakültesi ve Veteriner Hekimler Odası'na iletildi. Ancak bu kurumlar destek olamadı. Bunun üzerine 5 Aralık 2005 tarihinde, sadece 3 çocuk için yeterli personel ve donanıma sahip olan bir veteriner polikliniğinde bir sosyal hizmet uzmanı ile çalışmalara başlandı.

→ Peki Gelişme aşaması nasıl oldu ?

Çalışmalar üç ay süreyle, günde iki saat olmak üzere haftada üç gün yapıldı.

  • Projeye başlamadan önce projede görev alan klinik personeline farklı gelişen çocukların özellikleri hakkında tanıtıcı bir eğitim verildi.

  • İkinci aşama olarak çocukların eğitim alacağı klinikleri gezmeleri ve uygun hayvanlarla ilk temasları sağlandı. Çocukların hayvana yaklaşabilme, hayvana davranış şekilleri ve korkularına göre değişik eğitimler planlandı.

  • Hayvandan korkan çocukların bu korkulardan arınmasına yardımcı olundu.

  • Hayvanların tanıtıldı (Kulak, kuyruk vb. uzuvlar) ve hayvanların nasıl sevilmesi gerektiği gösterildi.

  • Hayvanların tutulması, masaya kaldırılması, indirilmesi gibi faaliyetler gösterildi.

  • Hayvanların beslenmesi yıkanması, kurutulması, taranması, gezdirilmesi gösterildi ve uygulatıldı.

  • Bunları öğrenebilen çocuklara aletlerin tanıtımı, temizlenmesi gibi veteriner kliniklerinde çalışmaları için faydalı olacak daha ileri eğitimler verilmeye başlandı.


→ Sosyal hizmetler bünyesindeki çocuklar neye göre seçildi ?

Çalışmanın hangi düzeydeki çocuklara yarar sağlayabileceği araştırmak amacıyla değişik zeka seviyesine sahip 15-16 yaşlarındaki kız ve erkek çocuklar seçildiler. Çocukların hayvanlarla ilgili deneyimleri yoktu. Hatta biri hariç hepsi hayvandan korkuyordu. Korkan çocuklar özellikle seçildiler.

→ Çocukların köpekler ile ilk karşılaştığı anı bize anlatırmısınız ? Çocukların ve köpeklerin tepkisi nasıldı ?

Çok merak ve istekle hatta bazıları sevinç çığlığı atarak hayvanlara yaklaşmak istediler. Ancak biraz yaklaşınca korkuarı açığa çıktı. Telkinlerimizle beraber çok temkinli olarak dokunmaya başladılar. Bu aşamadan sonrası görülmeye değerdi. Çocuklar hemen hayvanla empati kurdular. Kendilerinin eksikliğini hissettiği bazı duyguları hayvana aksettirdiler. Örneğin çocuklardan birinin köpeğe "ben senin annenim, ben seni hiç bırakmam, seni tararım" gibi sözcüklerle sevgisini aktardığı gözlendi. Geçmiş yaşantılarını hayvanlara yansıtarak onların terk edilip edilmediği, burada niçin oldukları, anne ve babasının nerede olduğu gibi sorular sorarak kendi duygularını ifade etmeye başladılar. Daha sonra hayvanları okşayarak onları terk etmeyeceklerini söyleyerek ayrılık anksiyetesine ilişkin yaşadıkları duyguları hayvanlar üzerinde onarmaya çalıştıkları bariz olarak izlendi.

→ Çocuklar açısından ne tür faydalar elde edildi.

  • Zihinsel durumu ve yetenekleri farklı olan üç çocuğun gelişmesinde de farklılıklar oldu.

  • Çocukların ilk geldiklerinde hayvanlardan biraz korkmasına rağmen onları müthiş bir şekilde sevdikleri gözlendi. Kısa sürede korkularını attılar.

  • Çocuklar, kliniğe gelmeyi hep dört gözle beklediler.

  • Klinikte tam bir uyum içersinde söylenenleri yapmaya gayret ettiler. Öğretilenlerin çoğunu öğrendiler.

  • Şimdiye kadar hep başkaları tarafından yönlendirilen çocuklar köpek gezdirmeye başlayarak hayatlarında ilk defa kendileri yönlendirici duruma geçtiler.

  • Çocukların kendilik değerlerini biraz daha arttırdığı ve kendine güven duygularının geliştiği gözlendi.

  • İnsanlarla daha fazla sosyal ilişkiler geliştirdiler ve daha uygun davranışlar sergileyebildiler

  • Verilen görevi yerine getirmek, takip etmek, görevi sonlandırmak suretiyle daha fazla görev ve sorumluluk bilincini artırdılar

  • Değişik problemlerle karşılaşarak problem çözebilme becerilerini artırıp, muhakeme güçlerini biraz daha geliştirdiler.

  • Hayvanlara olan davranışlarını kontrol altına almak suretiyle dürtü kontrol yeteneklerini artırdılar

  • Korkuların atılması ve hayvan sevgisi kazandırılmasıyla empati ve vicdan gelişimine olumlu anlamda katkı sağlandı,

  • Hayvanları gezdirerek dış mekanları kullanabilme ve yön bulma yeteneklerinin geliştirilmesi, çevreyi tanımaları bakımından fayda sağlandı. .


→ Proje istenilen hedeflere ulaştı mı? Eğitimini tamamlayan arkadaşlarımız var mı ? Yeni kurlar olacak mı ?

Çocuklarımız üç aylık eğitimlerini tamamladılar. Çalışma sonunda bu çocuklarımızın veteriner kliniklerinde farklı alanlarda da olsa çalışabileceği net olarak görüldü. Zihinsel engelli çocukların hayvanla ilgili iş konularında çalışmak suretiyle, hem sırf tüketici olma konumundan çıkarak üretime katkı sağlayabilecekleri, bu arada kendi gelişimleri için önemli yararlar sağlanabileceği ve hem de bu çocuklar sayesinde iş yerlerinin sorumluluk sahibi, işine bağlı, hilesiz, güvenilir elemanlar kazanabileceği sonucuna varıldı.
Projemiz AB projesi haline getirildi. Kabul edildiği takdirde çalışmalar çok daha yaygın şekilde yapılabilecek Bu eğitimi alan çocuklardan birisi halen klinikte çalışmaya devam etmektedir.

→ Projenin sonunda yetişen arkadaşlarımıza veteriner kliniklerinde, barınaklarda, köpek çifliklerinde istihdam sağlanabilecek mi ? Sonuç olarak onlara işe yaradıklarını hissettirmek ve öğrendiklerini uygulama şansı tanınmaz ise proje ne kadar başarılı olabilir ki ?

Proje öncelikle, belirtilen amaçlar doğrultusunda hangi çocukların seçilmesi gerektiğini, bu tür çocuklara nasıl bir eğitim verileceğini ve bu eğitimi alanların hayvanla ilgili iş kollarında gayet iyi bir şekilde çalışabileceğini ortaya koydu.
Şimdi yapılması gereken bu projeyi genişletip eğitim alan çocuk sayısının artırılması ve ilgili iş kollarının dikkatinin çekilmesidir. Bu amaçla mevcut projemizi İstanbul Valiliği, Cander Derneği ve bir belediyemiz ile ortak bir AB projesi haline getirilmiştir.
Bunun ardından hayvanlarla çalışan klinikler, barınaklar vb. benzeri yerlerin desteğini almaya çalışacağız. Birçok kliniğin desteğini alacağımıza inanıyoruz. Ancak, hiçbir çocuk böyle yerlerde çalışma ortamı bulamasa dahi bu eğitimler sırasında o kadar mutlu oluyorlar ve kendilerini o kadar geliştirme fırsatı bulabiliyor ki, bu bile projenin başarılı olduğunu göstermeye yetiyor.

→ Aynı proje belki bir gün zihinsel engelli çocuklara uygulandığı gibi sokakta yaşayan çocuklara da uygulanabilir mi ?

Hayvanların insan sağlığı ve gelişimine katkıları saymakla bitmez. Bu nedenle benzeri projeler sadece zihinsel engellilere değil, sizin de belirttiğiniz gibi sokak çocuklarına veya diğer engelli çocuklara, hapishane ve ıslah evlerinde, okullarda, hastanelerde kısacası yaşamın her alanında uygulanabilir. Yeter ki buralarda çalışan sorumlu personel, bir Döne Hanım ya da Hıdır Bey gibi kendilerini onlara adamış olsun (Çocuklar tepesinden inmediği için adamcağız boynundan ameliyat oldu ama yine yılmadı).

Bu projeden öğrendiğim bir şey daha var: Çocuklara özel itina ve sevgi gösterilmesi gereken bu yerlerde, bu niteliklere sahip personele rastlama olasılığımız ne yazık ki, çok fazla değil. Ben maaşıma bakar ve bana verilen görevleri yaparım gerisi beni ilgilendirmez diyen memur zihniyetinin hakim olduğu yerlerde ise bu projeler yürümez.

Başarılı projeniz ve hayvanlar için yaptıklarınıza sonsuz teşekkür eder , sizi en kısa sürede barınağımızda ağırlamaktan mutluluk duyacağımızı bildiririz.

Saygılar

Konuğumuz: Prof. Dr. Tamer Dodurka
Muhabirimiz: Tolga Öztorun