BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
18 KASIM 2007 / 21:59

Kısırlaştırma

Dişi bir köpek kısırlaştırılmazsa 6 yılda, 67.000 köpeğin doğumuna sebep olur.


İstenmeden doğan yavruların başına gelebilecek korkunç durumları göz önünde tutarsak, kısırlaştırma, nüfus kontrolü için en insani çözümdür.

İdeal bir dünyada, her yavrunun bir evi ve iyi bir velisi olmalıdır. Ne yazık ki, gerçek böyle değildir. Her yıl, evsiz kalan binlerce dostumuz, perişan bir halde ölmektedir.

Ne kadar önlem alsanız da, dişi köpeğinizin içgüdüsel hareket ederek, evden kaçma ihtimali çok büyüktür. Erkek köpeklerin de bu dişiyi bulmaları fazla zaman almaz. Sonunda, istenmeyen bir hamilelik ile karşı karşıya kalmak kaçınılmaz olur.

Bebekler doğduğu zaman, sayıları 9'a kadar ulaşabilir. Bakım, gıda, sağlık giderleri, iyi aile bulmaları hiç de kolay değildir. Bütün bu sorumlulukları göze almak yerine evinizdeki dosta en iyi hayatı verme sorumluluğunu yüklenin.

Terkedilmiş hamile dostlarımız veya onların bebeklerinin bazıları bir aile bulsa bile, büyük bir kısmının çok kısa bir zamanda çok kötü bir son beklemektedir.

Dışı köpeğinizin kızgınlığı senede iki defa olmak üzere, yaklaşık birer ay sürer. Bu zaman zarfında, onun kısırlaştırılmamış hiçbir erkek köpekle bir arada olmaması gerekir.

Dişi köpeğinizi kızgınlık döneminde bahçenizde tutmaya kalkarsanız, semtinizin dört bir tarafından onunla çiftleşebilmek için gelen olan erkek köpekler yüzünden, onların aileleri ve de komşularınız ile aranız bozulabilir.

Kısırlaştırma artık rutin bir ameliyat olmuştur. Genel anestezi altında uygulanır ve 2-3 hafta içinde köpeğiniz tamamen iyileşir. Onun kısırlaştırmadan önce bir kere doğum yapması için hiçbir sebep yoktur.

Eğer köpeğiniz kısırlaştırılırsa, hem kızgınlık dönemi ve hamilelik sıkıntısı yaşamayacak hem de ileriki yıllarda bazı ölümcül kanser risklerinden uzak olacaktır. Siz de bir çok endişeden kurtulmuş olacaksınız.

Kilo almak kısırlaştırma ile ilgili değildir. Yemeklerin ölçülü yenmesi ve yeterince egzersiz yapmak, kiloların sabit kalmasını sağlar.

Kısırlaştırılmamış bir erkek köpek dışının kokusunu alır almaz bir fırsatını bulup ona ulaşmaya çalışacaktır. Fakat, otoyollar, tren yolları,dikenli teller.diğer köpekler bir çok engel onun hayatına mal olabilecektir.

Romantik maceralar peşinde evden kaçan köpek, bir kazaya kurban gidebileceği gibi, diğer köpeklerle kavgalara da tutuşabilir. Çoğu zamanda bir daha bulunmamak üzere kaybolur.

Kısırlaştırılmamış köpeğinizi zorla evde tuttuğunuz takdirde güçlü doğal istekleri yüzünden, acı acı havlamaları, sağa sola zarar vermeleri, hırçınlığı, pencerelere atlaması gibi bir çok davranış bozukluğu gösterecektir. Birlikte yaşamak çok zorlaşacaktır.

Erkek köpeğin kısırlaştırılması da genel anestezi altında yapılır ve dışınınkine göre daha basit bir operasyondur. Kısırlaştırma onu bir çok hastalıktan koruduğu gibi daha uyumlu ve uysal olmasını sağlar.

Kısırlaştırma zannedildiği gibi pahalı bir operasyon değildir. Beklenmeyen bir hamilelik, bebeklerin bakımı ve mecburi sağlık giderlerinden çok daha ucuzdur.Köpeğinizin sağlığı açısından ameliyatın yapılacağı yeri ve veteriner hekiminizi dikkatli seçmeye özen gösterin.

Kaynak: Sosyal Sorumluluk Eğitim Derneği

Köpekler kısırlaştırılmalı mı ?


Köpek sahiplenmek ve onun tüm gereksinimleriyle ilgilenmek büyük bir sorumluluktur, hatta bazen hayatın doğal akışı içerisinde büyük fedakarlıklar gerektireceğinden ağır bir görevde olabilir. Bu nedenle çoğu hayvan sahipleri köpeğindeki muhtemel bir gebelik sonucunda doğacak yavru ya da yavruların sorumluluklarını almak istemediklerinden bu yönde tedbirler alınması için arayış içerisine girerler.

Kısırlaştırma, köpek populasyonunun kontrolünde en etkili ve masrafı az olan bir yöntem olarak kabul edilmektedir.

Kısırlaştırılan köpeklerin üreyemeyeceği ve dolayısıyla doğacak olan yavrulara bakım, beslenme, yer bulma gibi sorunlarla karşılaşılmayacağı gerçeğinden yolaçıkan birçok hayvansever köpeklerin koruma altına alınmadıkları sürece bunların kısırlaştırılması gerektiği konusundaki yasaları destekledikleri halde buna karşılık bazı hayvanseverlerde kısırlaştırılan köpeklerin üreme kapasitelerinin ve doğal çiftleşme arzularının tamamıyla ortadan kalktığı gerekçesiyle bu uygulamayı hayvan haklarına tecavüz olarak algılamaktadırlar.

Köpekler duygusal yönden insanlardan tamamıyla farklıdırlar. Çünkü doğum yapmış köpekler yavrularına uzun yıllar bakmak, eğitim vermek zorunda değildirler ve onlardan doğacak yavrulara hasret duymazlar. Sadece doğanın vermiş olduğu yetenekle türlerini devam ettirmek amacıyla ürerler.Kısırlaştırıldıktan sonra köpeklerin ağır duygusal bir çöküntü yaşadıkları konusunda da henüz bir kanıt yoktur.

Sahipsiz köpeklerin çoğalması tüm dünya ülkelerinde karşılaşılan bir problemdir. Bunların denetim altına alınması ve kısırlaştırılmasının gerekli olduğu düşüncesinin birçok haklı yönleri vardır. Özellikle bu köpekler sahiplendirilirken kısırlaştırılmış olmaları çoğu hayvansever tarafından tercih edilmektedir.

Kısırlaştırma (=ovario-histerektomi), genel anestezi altına alınmış bir dişi köpeğin karın boşluğuna girilerek genital organlarından uterus ve ovaryumların cerrahi bir yöntemle alınması şeklinde yapılan bir operasyondur.

Bu operasyon dişi köpeklerde belirli avantaj ve dezavantajları da beraberinde getirmektedir.

Kısırlaştırmanın Avantajları:


Östrüse bağlı problemleri önler: Hayvan sahipleri tarafından hoş karşılanmayan siklus kanaması, sık idrar yapma nedeniyle köpeğin evi kirletmesi, masturbasyon yapması, bu dönemde iştahsız ve daha sinirli olmaları, evden kaçma çabaları, kızgınlıktaki dişi köpeği yürütürken erkek köpeklerin arzu edilmeyen aşırı ilgisini ortadan kaldırır, aynı zamanda bu esnada oluşabilecek trafik kazalarını azaltır.

Planlanmamış gebelikleri önler: Kısırlaştırma sayesinde başıboş köpek populasyonundaki artış, doğacak yavruların bakım, beslenme, onlara yer bulma ve bu işler için yapılan harcamaları ortadan kaldırır. Ayrıca gebelik ve doğum esnasında ortaya çıkabilecek komplikasyonları önler.

Pyometra ve diğer bazı jinekolojik hastalıkları önler: Kısırlaştırılmayan dişi köpekler hayatlarında bazı sağlık riskleri taşırlar. Örneğin ovaryum kist ve tümörleri, prolapsus vagina ve uteri, veneral tümör, kronik endometritis keza pyometra v.s gibi jinekolojik sorunlardır. Köpekler ilerleyen yaşlarında pyometraya daha çok duyarlı hale gelirler. Bu durum öncelikle hormonal bozukluklar daha sonra enfeksiyöz etkenlerle ilişkili olduğundan antibiyotik ve benzeri ilaçlar problemi çözmeye yetmemektedir. Genellikle hayat kurtarıcı yegane müdahale operasyondur. Ancak sağlıklı bir dişiyi operasyona almak, toksemili yaşlı, hasta bir köpeği operasyona almaktan çok daha güvenceli olacağından yavru alınması düşünülmeyen köpekleri erken yaşta kısırlaştırmak suretiyle bu problemlerin oluşmasını önlemek mümkündür.

Hayali gebeliği önler: Gebe olmayan köpeklerde fizyolojik olarak her östrüsten sonra prolaktin hormonuna bağlı olarak gelişen bir sorundur. Hayali gebelik köpekte bir stres yaratarak sahibinede önemli ölçüde rahatsızlık verir. Hayali gebelik geçiren bir köpekte iştah ve kilo artışı, karnın büyümesi, huzursuzluk, sinirlilik, karanlık yerlere saklanma, analık davranışları, yuva hazırlama, memelerin gelişmesi ve süt sekresyonu şeklinde belirtiler görülür. Tekrarlanan hayali gebelikler meme enfeksiyonları ve meme tümörlerine rastlama sıklığında artışa da neden olmaktadır. Hayali gebelik gösteren köpeklerin sağaltımında kullanılan hormon preparatları pyometra şekillenmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle böyle köpeklerin kısırlaştırılma- sı ile sorun ortadan kalkar.

Meme tümörlerinin oluşumunu azaltır: Meme tümörleri bütün yaşlı dişilerde oldukça yaygındır. Her çiftleşme sezonunda hayali gebelik geçiren ve memelerinde süt üreten dişilerde giderek meme tümörü riski daha da artar. İlk östrüsten önce (pubertas öncesi) kısırlaştırılan dişi köpeklerde meme tümörlerine daha az rastlandığı bildirilmiştir.

Hormonal nedenlere bağlı davranış bozukluklarını giderir: Köpeğin saldırganlığının, kesin olarak sahibinin veya eğiticisinin denetimi altında bulunması gerekir. Ancak bazı köpekler ne denli iyi eğitilmiş olursa olsun sahiplerine karşı sinirli ve saldırgan davranışlar gösterebilir. Bu durumun giderilmesine yardımcı olmak amacıyla köpeklerin kısırlaştırılması önerilmekte ve kısırlaştırılan köpekler daha iyi huylu ve eğitim almaya istekli olmaktadırlar.

Kısırlaştırmanın Dezavantajları:


Seksüel siklusun geriye dönüşümsüz olarak yitirilmesi: Kısırlaştırma sırasında uterus ve ovaryumlar total olarak alındığı için dişi fertilitesini yitirmektedir. Bu nedenle kısırlaştırma yöntemi hayvan sahiplerine,-geriye dönüşümü olmayan, kalıcı bir yöntem- olarak tanıtılmalıdır.

Kilo artışı: Kısırlaştırmadan kaçınmanın en yaygın nedeni operasyon sonrası köpeğin kilo alacağı kaygısıdır. Kısırlaştırıldıktan sonra köpeğin yedirilen yemeklerden daha fazla faydalanacağı gerçeği doğrudur. Ancak genç ve yaşlı köpeklerin kısırlaştırılmasından sonra meydana gelen kilo artışının farklı olduğu ve yaşlı köpeklerin bu operasyondan sonra genç köpeklere göre daha fazla kilo aldıkları bildirilmektedir. Bu farklılığın nedeni yaşlı köpeklerin enerji tüketimleri az olup ancak enerjiden zengin gıdalarla beslenmeleri sonucu enerji fazlası vücutta yağların çoğalmasına buda şişmanlamaya neden olmaktadır. Bu nedenle kısırlaştırma operas- yonunu takiben köpekler aralıklarla tartılmalı, bol sebzeli gıdalarla beslenmeli ve sportif faaliyetler yaptırılması ile ideal kiloda tutulabilirler.

İdrarı tutamama (=üriner incontinens): Kısırlaştırma sonrası köpekte enfeksiyöz ve nörolojik bir sorun olmadığı halde uykuda veya uykunun dışında iken idrarını kaçırma sorununa sıkça rastlanılmaktadır. Bunun nedeni ovario-histerektomi sonrası gelişen üretral sfinkterik yetmezliktir. İsviçrede yapılmış bir çalışmada 412 adet kısırlaştırılmış köpekten 83 (%20.1)'ünde operasyon sonrası idrar kaçırma sorunu ortaya çıkmış ve bu olguların %74.7'si kısırlaştırmadan sonra ilk 3 yıl içerisinde şekillenmiştir. Üriner inkontinens'e 20 kg'ın altındaki köpeklerde rastlama oranı %9.3 ve 20 kg'ın üzerindeki köpeklerde ise %30.9 olarak belirlenmiştir. Ayrıca kısırlaştırılan köpek ırkları içerisinde ençok boxer (%65.0)'lerde bu sorunla karşılaşılmıştır. Bu tip olguların ilaçlarla tedavisinden yüksek oranda başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Deri ve kıllarda değişiklik: Köpeklerde doğal olarak ilkbahar ve sonbahar aylarında olmak üzere yılda iki kez kıl ve tüyler kendiliğinden dökülür. Kısırlaştırılan köpeklerden özellikle uzun tüylü ırklarda (örneğin; cocker, collie v.s) östrojenik hormon yetersizliğine bağlı olarak deride kuruma, pullanma ve kahverengi lekeler şekillenebilir. Aynı zamanda boyun, kulaklar, perineum, kuyruk ve ekstremite bölgelerindeki kıllarda incelme, kolay kırılma, renklerinde açılma, kıl dökülmesi ve tüylerin uzamasında yavaşlama gibi belirtiler görülebilir. Böyle olguların sağaltımında kısa süre etkili ve düşük dozlarda östrojen preparatları kullanılır. Vit.A, Vit.B kompleks, çinko, kükürt uygulamaları da faydalıdır.

Bu bölümün sonucunda diyebiliriz ki,kısırlaştırma köpeklerin aşırı populasyon artışının kontrol altına alınmasına yardımcı olur, sokak köpeklerinin sahiplendirilme şansını artırır.

Doç.Dr.İsmail KIRŞAN
Arş.Gör.Dr.Kazım Güvenç

Kaynak: veterinerhekim.net

Veteriner Hekimlerden kısırlaştırma kampanyası


Bu kampanya sokak hayvanları için sağlıklı bir hayat yaratılmasında ve halkın sağlığını koruma yönünde önemli bir görevi yerine getirecek. Mahalleli bu vesileyle sokak hayvanına sahip çıkacak. En önemlisi de hayvan sevgisinin varlığı bu kampanyayla öne çıkacak.

"ÜCRETSİZ KISIRLAŞTIRMA KAMPANYASI"'na katılan Veteriner Kliniklerinin listesi için TIKLAYINIZ

İstanbul'un bir türlü önüne geçilemeyen sokak hayvanları problemine İstanbul Veterinerler Odası kalıcı bir çözüm üretme yolunda ilk adımı attı. Şehrin bütün semtlerinde yaşayan, mahalleli tarafından iyi-kötü bakılan ve üremesine engel olunamayan sokak hayvanları bir kampanya ile kısırlaştırılacak. İstanbul Veteriner Hekimleri Odası, kendilerine bağlı 220 kliniğin katıldığı kampanyayla bir yıl içinde en az 5 bin hayvanı kısırlaştırmayı hedefliyor. Ancak kampanyanın verimli olabilmesi için İstanbulluların da destek olması gerek.

"Hayvan severlerin bu kampanyada veteriner hekimlere yardımcı olmasını istiyoruz. Sokak hayvanlarının randevulu olarak getirilmesi, operasyon sonrası bakımları, tasmalanma-işaretlenme, aşılarının yapılması ve yeniden yaşadığı ortama bırakılmasının sağlanmasında hayvan severlerin yardımına ihtiyacımız var."

İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, hayvanların toplum içinde sağlıklı olarak yaşamaları için ve kısırlaştırma kampanyasında başarılı sonuç alabilmeleri için hayvan severlere önemli bir görev düştüğünü bu sözlerle anlatıyor.

İstanbul Veteriner Hekimleri Odası, sokak hayvanlarına yönelik kısırlaştırma çalışmalarına 1995 senesinde başladı. Eylül ayından itibaren uygulanmaya başlayacak kampanyaya odaya kayıtlı ve ruhsatlı 220 klinik katılıyor. Bir yıl içinde en az 5 bin sokak hayvanının kısırlaştırılması hedefleniyor.

Bu kampanya sadece sahipsiz hayvanlara yönelik. Hayvan severler tarafından kliniklere götürülecek olan sahipsiz kedi ve köpeklere kısırlaştırma ve kuduz aşısı ücretsiz yapılacak. Prof. Dr. Yeşildere, maddi gücü olmayan hayvan sahiplerine kısırlaştırma işlemi uygulanıp uygulanmayacağına veterinerlerin kendi inisiyatiflerini kullanarak karar vereceğini söylüyor.

Kampanya şu an www.kedigen.com, www.havhav.com sitelerinde ve veteriner kliniklerinde yer alacak afişlerle duyuruluyor. Sokaklardaki kedi ve köpekleri kısırlaştırmak isteyen İstanbullular operasyonların yapıldığı klinik, poliklinik ve hayvan hastanelerinin semtlere göre dağılımını ve telefonlarını www.ist-vho.org.tr sitesinden öğrenebilirler.

Prof. Dr. Tahsin Yeşildere

Hayvanları gerçekten sevenler bu kampanyaya destek versin


Bu kampanya sokak hayvanları için sağlıklı bir hayat yaratılmasında ve halkın sağlığını koruma yönünde önemli bir görevi yerine getirecek. Mahalleli bu vesileyle sokak hayvanına sahip çıkacak. En önemlisi de hayvan sevgisinin varlığı bu kampanyayla öne çıkacak.

28.08.2004
Hürriyetim
ETİKETLER : Ana Sayfa