BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
14 MAYIS 2008 / 16:51

Minik Badem'in öyküsü

Bir hayvanı sahiplenmek onunla bir aile olmak demektir: Minik Badem'in öyküsü

 Hayvan sevgisini,herkese ama özellikle de gençlere aşılamak için elimden geleni yaparken, bazen ilginç olaylarla da karşılaşıyorum...Bu anlatacaklarım kızımla bizim başımıza gelen bir olay...

Kızım, çocuğu olduğundan beri eve bir hayvan almak istiyordu...elbette kızım da benim gibi bir hayvan tutkunu... ve o da kendisi gibi, küçük kızının da bir hayvanla büyümesini, hayvan sevgisini ve sorumluluğunu küçük yaştan itibaren almasını  istiyordu...

                                             
Küçük torunum Yasemin oldukça yaramaz ve özellikle  2000 yılından sonra doğan  çocuklarda görüldüğü gibi, çok zeki, zeki olmasının getirdiği birtakım özel davranışlara sahip, çok özgür ruhlu, yönetilmesi zor bir çocuk... İşte bu nedenle kızım, köpekten çok bir kediyi evlat edinmesinin daha doğru olacağını düşündü.... Bir süreden beri etrafı bahçeyle çevrili bir giriş katında oturduğum ve dayanamayıp, bahçedeki tüm kedilere bakmaya çalıştığım için, balkonuma küçük bir yavru kedi de dadanmıştı... çok sıcakkanlı, sevecen, mırıl mırıl bir kediydi... hemen kucağımıza zıplayıveriyordu... Kızım da, ben de ona tutuluverdik tabii... Bende zaten bir kedi ve bir köpek olduğu, evim de daha fazlasına uygun olmadığı için,  kızım bu kediyi sahiplenmek istedi... Yalvarmayla karışık bin- bir rica, minnet  ve tabii bir  de yasemin in tutturması sonucu, damadım adını Badem koydukları minik ve sevimli yavruyu eve almaya razı oldu... Kısa zamanda da onu çok sevdi...  Badem bir yuvaya sahip olmuştu. Tarih 28 aralıktı...ve havalar giderek soğuyordu...               

                               
Badem evine ve ailesine kısa sürede alıştı...hiç sorun çıkarmayan, son derece uyumlu, torunum yaseminin tüm mıncıklarına boyun eğen, asla tepki göstermeyen, sıcacık bir kedicikti...  günler gelip geçerken, Badem tombullaşmaya başladı... kızım " anne bu hayvanın karnı büyüyor" dedikçe... " ah yavrucak öyle aç kalmış ki, işte şişmanlıyordur" diyorum... badem henüz 7 aylık, kimin aklına gelir hamile olacağı...o henüz minik bir kız...  

     
Aklımız başımıza geldiğinde ise artık olan olmuştu... Badem hamileydi... ve hepimiz ne yapacağımızı şaşırmıştık... Meğerse biz aldığımızda çoktan hamileymiş... Ve o karda kışta, Badem doğum yaptı... sıcacık battaniyesinin içinde, karşısında telaştan koşuşturan bizleri şaşırtmak istercesine, hiç yardım almadan, 4 sağlıklı bebek doğurdu...oysa veterinerimiz, "bu kadar küçük doğum yapamayabilir, sezaryen gerekebilir", demişti... işte şans bu olsa gerek... Ya Bademi evlat edinmeseydik, ya o sokaklarda, yağan karın altında doğum yapsaydı... Badem bebeklerini arka arkaya dünyaya getirdiğinde tarih 15 şubat Cuma  idi ve her yer karla kaplıydı...Bebeklerin  hepsi sağlıklı ve çok güzeldi... Zaman geçtikçe pek de akıllı  ve cin gibi olduklarını gösterdiler... kısa zamanda, önce korkup, ürkseler de özel kumlarına tuvaletlerini yapmayı öğrendiler... ilk gün merakla koklayınca, kum burunlarına kaçtı...hepsi hapşırıp tıksırmaya başladılar... çok komiktiler..korktular,  geri zıpladılar sonra  çişlerini  yaptıkları  yeri değil, başka tarafı kapamaya çalıştılar ama önemli olan iyi niyetti!...

Baharın  yavaş yavaş gelmesiyle bizimkiler de iyice canlandılar...önceleri yan yan, yengeç gibi yürürlerken, bazen düşüp, bazen parkede kayarlarken, artık dengelerini bulup, rahat rahat yürüyebiliyorlardı.En güzeli de alt alta üst üste oyun oynamalarını izlemekti...Hani gam dağıtır derler ya. Gerçekten onları izlerken sıkıntılarını unutuveriyor insan..Hele annelerini emmenin dışında, mama yemeye başladıkları gün, kahkahadan neredeyse bayılıyorduk... Önlerine ayrı ayrı kaplara koyduğumuz ciğerli mamayı kokladıktan sonra, baktığımızda bir de ne görelim: hepsinin aynı anda tüyleri dehşete düşmüş gibi, dimdik havaya kalktı... meğer mamaya bayılmışlar...bunun reaksiyonuymuş bu halleri... 
Kısacası birlikte çok mutluyduk, keyifliydik... ama sonunda ayrılma zamanı geldi... İnternette ilanlar yayınladıktan sonra, bebeklerimizi, çok cici ailelere verdik... ikisini de çok seven bir genç hanım, dayanamadı ve ikisini de aldı...zaten biz de onlarla dost olduk... Genellikle bu böyle olur, hayvanseverler kendi aralarında çabucak uyum sağlar ve kaynaşırlar... 
 www.minikpati.com sitesinde ücretsiz hayvan sahiplendirmek için fedakarca uğraşan  Sevgili Hacer Kaya son bebeğimizin resimlerini sitesine koyduğunda, bir bey aramış...  kendisi Badem'in son yavrusunu çocuğu için almak istediğini söylemiş... ama mutlaka cins bir kedi arıyormuş.....
Bu insanlardaki cins hayvan merakı gerçekten çok ilginç...
Gerçekten anlayamıyorum... Oysa bir sokak köpeğini ya da kedisini sahiplendiğiniz zaman bir can kurtarmış oluyorsunuz... bundan büyük mutluluk olabilir mi?! 
***Feyza algan (Güzin abla)