BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
16 MART 2010 / 02:33

köpeklerime binlerce teşekkür



KÖPEKLERİME BİR KEZ DAHA BİNLERCE TEŞEKKÜR EDERİM


Geçtiğimiz günlerde bir danışanım seans esnasında, ailesinin benim gibi bir psikoterapiste geldiği için kendisini eleştirdiğini dile getirdi. Ardından şöyle devam etti: ‘Çağatay Bey ailem size gelmemi istemiyor. Nedeni ise, sen köpeklerine teşekkür eden bir psikoterapiste gidiyorsun. O adamdan sana hayır gelmez. Kendine başka bir psikoterapist bul dediler. Oysaki ben sizinle olan seanslarıma devam etmek istiyorum’ derken gözleri doldu.


Aslında köpeklerimle olan ilişkim nedeniyle beni ilk eleştirenler bu danışanımın ailesi değildi hiç şüphesiz. Dolayısıyla alışıktım bu tür eleştirilere. Hatta kendi ailem içerisinde bile beni bu konuda ‘bir köpeği anlıyorumda, neden üç tane köpeğin var? Onu anlamıyorum’ diyerek eleştiren kişiler olduğu için işin açıkçası bu danışanımın ailesinin söylediği sözler beni üzmemiş içimi hiç acıtmamıştı.


Öncelikle köpeklerime teşekkür etmek için sayısızca nedenim var. Birileri bundan hoşlanmasalarda, anlamasalarda ben köpeklerime bir kez daha binlerce teşekkür ediyorum.


Çünkü, köpeklerim birçok danışanım ya da hastamın fobilerini yenmeleri konusunda bana çok yardım ediyorlar.


Köpeklerime çok teşekkür ediyorum, çünkü sessiz hayatımın en büyük sesi olup stresli anlarımın en büyük yardımcısı oluyorlar.


Köpeklerime çok teşekkür ediyorum, çünkü onlar sayesinde karşılıksız sevginin varlığını  her gün, her an yaşıyorum.


Köpeklerime teşekkür ediyorum, çünkü onların gözlerinde huzur ve saflığın varlığını  görebiliyorum.


Daha fazla neden sıralamaya devam ediyim mi? Sanırım bu kadar yeterli...çgt2


İnsanları köpekleri, kedileri, çiçekleri, böcekleri, ağaçları seviyor diye yargılamayın. Yadırgamayın! İnsanları köpeklerin varlığından duydukları huzura teşekkür ettikleri için ötekileştirmeyin. Sevginin olduğu ve barındığı bir yerden size zarar gelmez. Esas zarar, sevginin olmadığı yerde başlar.


Bir psikoterapist olarak, mesleğimi çok severek yapıyorum. Çünkü insanları çok seviyorum. Çünkü hayvanları çok seviyorum. Çünkü  yaşamı, yaşamayı ve yaşatmayı çok seviyorum. Bunun için birileri beni anlamak istemiyor ya da anlamamakta ısrar etselerde eminim ki günün birinde onlarda beni anlayacaklar. Yaşamda herşeyimi kaybettiğimi sandığım anlarda bile kaybetmediğim ve hiçbir zaman kaybetmeyi istemediğim olgu ‘umut’ olgusudur. Umudumu hiçbir zaman yitirmedim. Yitirmek gibi bir niyetimde yok. Birileri birşeyleri seviyor diye onları bu sevgiden ötürü eleştireceğinize ‘ben sevmek için ne yapabilirim?’ sorusunu kendimize sorarsak sanırım evrene çok daha doğru ve olumlu bir mesaj göndermiş oluruz.


Birkez daha yazdıklarımı  okuduğunuz için gözlerinize sağlık. Hoşça kalın. Mutlu kalın. Bu arada unutmayın her hoşça kal bir merhabadır aslında.



çgt3
Çağatay Öztürk

Psikoterapist


oztuc@aol.com