Minik yürekler sevgi dolu kötülüklerden,korkulardan arınmış varlıklar ÇOCUKLAR.
O kadar masumlar ki ama çocuklukdan çıkıp büyüme evresine girince sosyal -ekonomik -ailevi vb dış etkenlerden eğer olumsuz etkileniyorlarsa psikolojik travma yaşayabiliyor ve şiddete başvurabiliyorlar. Bu tür olaylar son zamanlarda çok sıkça görülmeye duyulmaya başlandı.En son Samsunda yaşanan vahşet gibi(Kuzuları koruyamadı diye elektrik direğine bağlanan ve kütükle dövülerek öldürülen sahipli köpeğin yaşadığı şiddet ve acı son iç kanamadan melek olan zavallı köpek) ,barınağımızda ki kızgın demirle dağlanan UMUT gibi şiddete maruz kalan hayvanlar için lütfen imza kampanyalarına katılmayı ihmal etmeyin .
www.sessizkalmasucaortakolma.comİmzalarınız sayesinde suçlular hak ettikleri ceza ile mutlaka cezalandırılacaktır.
Bütün çabalarımız ,masum dört ayaklı dostlarımızın can güvenliği ve sevgi dolu yuvalar bulması için.Sevgili Özgün Öztürk arkadaşımız ne güzel yazmış duygularını ben de harfi harfine katılıyorum onun yazdıklarına :)
"Sanırım bir köpeğin ruhuna sahibim ben
. Başımı okşadı mı insan evladının biri, göbeğimi açıyorum hemen, beter KÖPEKLEŞİYORUM. Köpekler için “teslim olma” halidir bu. Size göbeklerini açıyorlarsa önünüzde sırt üstü uzanıp boylu boyunca, “al teslim oldum sana, ne istersen yap bana” diyorlardır aslında.
O aslında o an alacağı bir şey için yapmışsa bile bu yalandan sevgi gösterisini, ya da kendi insan duygularını tatmin etmişse kısa bir an için bile, anlayamam bunu.
O yürür gider, ben de peşinden. “Sevdi beni, ben de tüm sevgimi vermeliyim, sadakatimi, dostluğumu” derim ve takılırım peşine. O yürür yüzüme bile bakmadan ama ben anlamam bu duygusuzluğu. Her seferinde zaman alır anlamam.
Ve sonunda tüm sadakatimin, tüm sevgimin bedeli sağlam bir tekme yemek olur tıpkı bir köpek gibi. Ve o anda kalbim paramparça olur, bir köpeğin acı acı çığlıkları gibi sessiz çığlıklar atarım içimden kimselere duyurmadan. Bir köpeğin o vücudundaki acı gibi büyük bir acı duyarım tam da yüreğimin orta yerinde ben. Kuyruğumu kıstırır, biraz küskün, biraz kırgın bir yüz ifadesiyle saklanacak yer ararım ben.
Bir daha hiçbir insana, gösterdiği yalancı sevgiye inanmam derim kendi kendime. Kimse kandıramaz beni derim, bir daha kimseyi kendim gibi görmeyeceğim derim, derim de derim. Tıpkı o tekme yemiş köpek gibi kuyruğum karnıma yapışmış bacaklarımın arasında, başım öne eğik korku, şaşkınlık ve büyük bir hayal kırıklığı içinde, saklanırım kuytu bir köşeye.
Sonra zaman geçer, insan içine çıkarım yine ben.
Ve zaman geçer, tıpkı bir köpek gibi unuturum yediğim tekmeyi, o tekmenin vücudumdaki ve ruhumdaki acısını.
Ve zaman geçer, yine yeni bir insan gelir ve başımı okşar.
Ve zaman geçer, açarım yine göbeğimi ben.
Ve ben buyum.
İnsanlara olduklarından fazla anlam yüklüyorsam, el üstünde tutuyorsam onları sanki her biri birer pırlantaymış gibi,
Her seferinde onlara koşulsuz inanıyorsam daha önce hiç kandırılmamış gibi,
Dert ediniyorsam onların dertlerini kendi derdim gibi,
Ve her seferinde büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorsam sanki ilk hayal kırıklığım gibi,
Bu sadece benim köpekliğimdir."Özgün Öztürk