BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
07 ARALIK 2015 / 17:20

Hayvan Tecavüzleri Karşısında Ne Yapılmalı ?

Ülkemizde hep var olan ve artarak süre gelen hayvan tecavüzleri, son günlerde, medyaya ve facebook/ instagram sayfalarına yansımış durumda.

Medyaya yer alan;  Mersin’de yaşayan Yasemin Açık’ın kaybolan kedisini kanlar içinde bahçede bulması üzerine, veteriner hekime götürdüğünde, tecavüze uğradığını öğrendiği ve 1 aylık tedaviye rağmen kedisinin öldüğü haberi ...

Facebook ve Instagram’da günlerce haber olan; Bir iş yerinin bodrumunda, aylarca bir kaç kişi tarafından günde defalarca tecavüz edilen, dayak yiyen, boynuna demir sopayla vurulan, kulağındaki küpesi yırtılarak çıkarılan, alaturka bir tuvalette zincirle ölümü dört gözle bekleyen İpek köpeğin yürekleri acıtan haberi ... (Ne mutlu ki, aylarca klinikte kalıp tedavi gördükten sonra şimdi hala sevgi dolu olarak devam ediyor hayatına)

Tecavüz ile ilgili hazırlamış olduğum bilimsel kaynaklara dayalı yazımı, bu köşede daha önce paylaşmıştım. O nedenle bu sefer, tecavüz arkasındaki bilimsel gerçeklerden ziyade, böyle bir durumda ne yapmamız gerektiğini, sizlere anlatmak istiyorum.

BİR HAYVAN TECAVÜZÜ VAKASINDA NE YAPABİLİRİZ?

Bir hayvana tecavüz vakası meydana geldiğinde; vaka, nerede meydana geldi ise, o coğrafi bölge Mahkemesindeki Cumhuriyet Baş Savcılığı’na SUÇ DUYURUSUNDA bulunmak gerekiyor.

Dilekçemize olayın hikayesini olduğu gibi yazıp; ekine de delillerini  eklememiz gerekiyor.

Tecavüz görüntüleri (resim ya da video), hayvanın tecavüze uğradığına dair veteriner hekim raporu, var ise hayvanın karnesi ve benzer her türlü delil. Olayı gören olduysa, tanık olarak yazılmalı dilekçeye.

Dilekçemizi yazarken hangi maddelere dayanabiliriz bunu aşağıda anlatacağım. Ancak suç duyurusunda bulunurken, bizim kanun maddesi yazmamız gerekmiyor. Olayın hikayesini, kendi kelimelerimizle anlatıp, failin, cezalandırılmasını talep etmemiz ve delillerimizi sunmamız yeterli.

* Tecavüz eden kişi hakkında, TCK’nın 225/1 maddesinde bulunan “hayasızca hareketlerde bulunmak”  suçundan, suç duyurusunda bulunulmalıdır.

Hayasızca hareketler; alenen cinsel ilişkide bulunmayı VEYA teşhircilik yapan kişinin cezalandırılmasını düzenlemektedir. Bu madde ile korunmak istenen: TOPLUMUN UTANÇ DUYGUSUDUR. Bu suçun oluşmasına sebep olan fiilde, edebi ihlal eden toplumsal kurallara aykırılık söz konusudur.

Hayasızca hareketler; alenen, cinsel arzuların tatminine yönelik olan, ahlaka, terbiye ve nezaket kurallarına aykırı, edep duygularını inciten davranışlardır.

“ALENİYET” unsurunun gerçekleşmesi açısından ise, eylemin, 3. kişilerce, fark edilebiliyor olması, yeterlidir.  Gece olması, gündüz olması, ortalığın kalabalık ya da tenha olması bir şeyi değiştirmez.

* Yine sahipli hayvanlar açısından; TCK 151/2 maddesi uyarınca; “mala zarar verme” suçundan savcılığa suç duyurusunda bulunmak mümkündür. 

Türk Ceza Kanununun 151. maddesi ile düzenlenen “mala zarar verme” suçu ile korunan hukuki değer; mülkiyet hakkıdır. Suçun maddi konusu ise;  başkasına ait taşınır ve taşınmaz mallardır. Suç, fail ve mağdur açısından özellik arz etmez. Ve suçun varlığı, genel kasta tabidir.

 

  1. Maddenin 2. Bendi ile de, hukukumuzda, maalesef hala mal kapsamında değerlendirilen hayvanın, sahibine getirdiği zarar giderilmeye çalışılmaktadır. Bu maddenin amacı, hayvanın korunmasını sağlamak değildir. Ancak mevcut yasal düzenlemelerde, TCK 151/2, hayvana karşı işlenen şiddet eylemlerinde, işimize yarayan önemli bir madde olarak yerini almaktadır.


Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinde gerçekleştirilen İletki Kedi Davasının 6 Mayıs 2015 tarihli kararı ise milat olmuş; hayvanın bir mal olmadığı, hayvanın da canlı bir varlık olduğu ve yaşam hakkı bulunduğu bilinci ile yapılan yargılamada, İletki kedinin mal olmadığı, can taşıdığı can taşıyan her şeyin kutsal olduğu, bunun maddi bir değer ile ölçülemeyeceği, parasal karşılıkla geri getirilemeyeceği... şeklindeki hukuki gerekçelerle, sanık hakkında, “3 yıl hapis cezası” olmak üzere hüküm kurulmuştur.

Bu kararın, özellikle de hukuki gerekçelerinin, sadece hayvan hakları açısından değil, kadın cinayetleri ve çocuk tecavüzleri açısından da emsal olma özelliği taşıdığı bilinci ile, bundan sonrası için, diğer Hakimlerin de,  “hayvanların yaşam hakkını” koruma altına almak zorunda kalacaklarına inanıyorum.

Bu karar; hayvanların “mal” olmadığının en güzel örneğidir.

Bu ülkedeki çarpık ve tehlikeli gidiş ise, hayvana karşı her türlü şiddet dolu eylemin, Türk Ceza Kanunu kapsamına alınarak cezalandırılması suretiyle, bir an önce önlenmelidir. Bu yasal düzenleme, Ülkemizde, toplumsal huzur ve güvenin sağlanması için yapılması gerekli düzenlemelerin başında gelmektedir.

Lütfen hayvan tecavüzleri karşısında duyarsız kalmayın.

Toplumun bu sapık ruhlu insanlardan kurtulması için, bu insanların adalet önüne çıkarılmasına yardımcı olun.

Av. Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu

İstanbul Barosu

Hayvan Hakları Komisyonu

Stray_dogs_crosswalk