BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
22 MART 2008 / 12:31

Yaz-kış hep aynı şeyler…

Koca bir kış mevsimini iyisiyle kötüsüyle geride bıraktık. Ormanlardaki dostlarımıza barınaklarda yaşayan dostlarından yemekler sağlık ihtiyaçları vb. yardım elleri uzandı...

Sağlık her şeyin başı. Çok doğru söylenmiş. Dişimiz azıcık ağrısın yerimizde duramıyoruz. Biraz havalar soğudu mu üst üste kazaklar giyilip çıkılıyor sokaklara...

Kış mevsiminden arta kalan hastalıkların hala tedavisi devam ediyor. Bunu içinde bulunduğumuz web sayfasından oldukça kolay tabip edebilirsiniz.

Şimdi ilkbahardayız. Tabiat ana uyandı. Erik ağaçları çiçek açtı. Papatyalar her tarafta... Erguvan mevsimi de geliyor.

İçimiz bir hoş, içimiz kıpır kıpır. Başka türlü güzel bu günlerde dünya.

Bir gezelim istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Rehavet havası hakim hepimizde.

Ama diğer tarafta sorunlar dağ gibi. Sorunlar dağ gibi ve bizi bekliyor. Eh sokağa çıkarız bahar gelirde birbirimize sokulmaz mıyız hiç. Sokulacağız elbette. Canlıyız hepimiz ve sosyalleşeceğiz. Köpecikler doğacaklar yeni yeni. Kediciklerimiz olacak küçücük. Bahar onlara da gelecek yani.

 Bununla beraber hastalanacağız kaçınılmaz olarak.

En başta üst solunum yolu hastalıklarını bir çırpıda bulaştıracağız birbirimize. Sonra parazitlerimiz olacak .

Bazıları benzin dökecekler üstümüze pireler gitsin diye. Ama yapmayın, lütfen yapmayın. Benzin bize zarar verir. Hangi akıllı verdiyse bu aklı size bir miktar kendi aklıda kıtmış zavallının. Bakın başınızı biraz kaldırın ileride bir veteriner kliniği var anlatın durumumu size yardım etsin. Bilin ki doktor arkadaş size küçücük bir ilaç verecek bu sorunda böyle çabucak bitecek.

Sonra peşimizi bırakmayan uyuz illeti var. Uyuz adı üstünde. Kaşın ha kaşın. Her yerim yara oluyor. Yaralarım gittikçe çoğalıyor. Bense kaşınmaya devam ediyorum. Ben kaşındıkça yaralarım artıyor ve azıyor. İnşallah bu yaralara sinekler konmaz, konarsa vay halime. Bir taraftan uyuz bir  taraftan yaradaki kurtlar. Aslında var ya hani geçen gün gittiğimiz doktor. Bu işi bir hafta sürmez çözer ama hemen en başta götürürsen. Yoksa orda birkaç hafta misafir bile kalabilirim.

Bunlar en basitleri. Duymuşsunuzdur daha önceden bir de kanlı ishal belası var ki bu bizim ölümümüz demek neredeyse. Daha küçücükken ölmek... İyileşme şansım varken ölmek. Daha bir sokak ötesini bile tanıyamadan. Bana yaşama şansı vermek tamamen sizin elinizde.

Bir de benim annemiz var biliyorsunuz. İçinizden bazıları çok dövdü annemi bizi doğurduğu için. Aslında onların mahallesinde doğduğumuz için oldu bunlar. Ama annem yine de kaçıp gitmedi, bırakmadı bizi.

Neyse ki bundan da beni siz kurtardınız. Ben artık sizin köpeğiniz olabilir miyim? Size kanım çok ısındı.