BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
22 KASIM 2008 / 21:38

5199 sayılı yasada barınaklar

 Hem 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu hem de bu Kanunun uygulama Yönetmeliği uyarınca; Barınakların ne ve nasıl olması gerektiği düzenlemiştir.  Bu konuda önemli bazı unsurlar öne çıkmaktadır.  

Öncelikle hem Kanun hem de Yönetmelik; Geçici Bakımevlerinden bahsetmektedir. Geçici Bakımevi; hayvanların rehabilite edildiği, kısırlaştırma ameliyatlarının gerçekleştirildiği, gerekli aşılarının yapıldığı, küpelendikleri, kayıt altına alındıkları, maksimum 10-15 günlük bir süre için bu tür işlemler için tutuldukları yer olarak tanımlanmaktadır. 

Oysa bugün, bu Geçici Bakımevleri, sınırlı sayıdaki Rehabilitasyon Merkezleri dışında Barınak adı altında kullanılmaktadır.  Yine çok az sayıda gönüllünün sahip çıkmış olduğu Barınaklar dışında, Türkiye genelindeki Barınaklar,  5199 Sayılı Hayvanların Korunmasına Dair Yasadaki var olma gayelerinin dışına çıkmıştır.  

Bugün bu barınaklar; hayvanların saldırgan - uysal ayrımı yapılmadan üst üste istif edildiği, kanunda ve yönetmelikte belirtilen geçici bakımevi kapsamında olmayıp yaşamları boyunca hapsedildikleri, belediyelerin bütçelerinde yer alıyorken ödeneklerin ayrılmadığı, gönüllülerin içeri alınmadığı, hayvanların aç ve susuz bırakıldığı, hatta hayvanların birbirlerini parçalamalarına göz yumulduğu ÖLÜM KAMPLARI'na dönüşmüştür.  

Barınaklar, uygulamada, Rehabilitasyon merkezlerine dönüştürülmelidir.  Bu yerler, hayvanların kısırlaştırılması, aşılanmaları, küpeleme işlemlerinin yapılması, kayıt altına alınmaları, kimi zaman da rehabilite edilme maksadı ile kullanılan, hayvanların 10-15 gün gibi sınırlı sürede tutuldukları yerler olmalıdır.  Ve hatta, sakat, yaşlı ve sokakta yaşayamayacak küçük ırk hayvanların da tutulduğu merkezler kurulmalıdır. Bugün, Türkiye'de, maalesef, yaşlı, sakat ve aciz hayvanlar için rehabilitasyon merkezi bulunmamaktadır. Hayvan korumacıları tarafından bunun mücadelesi, halen verilmektedir.    

Yasada öne çıkan diğer önemli unsur; bu sokak hayvanlarının, bu Geçici Bakım evlerinde gerekli kısırlaştırma ameliyatları gerçekleştirildikten, gerekli aşıları yapıldıktan, ve küpelendikten sonra, ALINDIKLARI YERE GERİ BIRAKILMALARI ZORUNLULUĞUDUR.  

Bu unsur da maalesef yasa maddeleri ile düzenlenmiş olsa da, uygulamada bu şekilde uygulanmamakta; ilçe Belediyeleri ya da İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından kısırlaştırılıp küpelenip kayıt altına alınan bu hayvanlar,  yerleşim yerlerinden uzak, yiyecek bulamayacakları, ormanlık bölgelere atılmakta, yasa uyarınca yaşam hakları olan bu hayvanlar, direk insan eli ile öldürülmeyip ölüme terkedilerek dolaylı yoldan ölümlerine sebebiyet verilmektedir. 

Barınakların, Kanunda ve işbu Kanunun uygulama Yönetmeliğinde düzenlendiği üzere birer Geçici Bakım Evine dönüştürülmeleri için öncelikle sağlanması gereken şartlar vardır:

  • Hayvanların, kayıt altına alındıktan sonra tekrar alındıkları mahallerine bırakılmaları sağlanmalıdır.
  • Sokağa bırakılan hayvanın, güvenliği temin altına alınmalıdır.
  • Sokaktaki hayvanın, Belediyenin itlaf ekiplerine kurban olmaması da yasal düzenlemelerle sağlanmalı, "kuduz" kisvesi altında bu itlafların yapılması engellenmelidir.
  • Sokaktaki hayvanın, insanoğlunun zulüm ve işkencesinden korunması için 5199 Sayılı Kanunun, Ceza Kanunu Kapsamında değerlendirilmesi sağlanmalı, hayvana zulüm ve işkence eden, kötü muamelede bulunan kişi, Mahkeme önünde cezalandırılmalıdır.
  • Hayvanlar için semtlerde uygun yerlerde besleme noktalarının kurulması gerekmektedir.
  • Eğer ayrıca, bu zavallı dilsiz hayvanlar zaten bulundukları "ölüm kampı" olarak nitelediğim Barınaklarda, her güne yeniden ölerek başlıyorlarsa, bu barınakların da derhal Geçici Bakımevlerine dönüştürülmeleri hatta derhal kapatılmaları gerekmektedir.

Atfettiğim "ölüm kampı" sıfatı, müstesna bazı barınaklar dışında, özellikle gönüllülerin - hayvan korumacılarının içeri alınmadığı bütün barınaklara uymaktadır. Yedikule Hayvan Barınağı, bu müstesna barınaklar içinde yer almaktadır. Yedikule Hayvan Barınağı, bir eli geçmeyecek bu müstesna barınaklardan biridir.  

Çünkü; hem bu barınağın başında gerçek hayvan sever bir gönüllü Müdürü bulunmakta hem de bu barınak, gönüllü ile belediyenin birlikte el ve gönül birliği ile koordineli çalıştığı, çalışabildiği bir barınak örneğidir.  Bu hususta, Fatih Belediyesinin gösterdiği büyük destek  ve yardım, alkışları hak etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde her bir Belediyenin Fatih Belediyesi'nin izlediği tutumu izlediğine şahit olabilmek, en büyük özlemlerimizdendir.  

Bu barınakları diğer Barınaklardan ayırma sebeplerimi kısaca ayrıca belirtmek isterim:

  • Bu barınaklarda, canla başla mücadele hatta savaş veren gönüllülerin ve bu hayvanları gerçekten düşünen ve onları seven kollayıcılarının varlığıdır.
  • Bu barınaklarda, hayvanların aç kalmıyor, birbirini parçalamıyor, dışkısının içinde oturmuyor olmalarıdır.
  • Bu barınaklar, Belediye ile koordineli çalışmakta ama Belediye tarafından bizzat işletilen ya da ihale edilen Barınaklar gibi sömürülmüyor olmalarıdır.
  • Bu barınaklarda, hayvana zulüm yapılmamaktadır..
  • Herşeyden önce, bu barınaklar, sahipsiz değildir.

Bu müstesna Barınaklar da bünyesindeki hayvanları sürekli barındırmaya devam etmektedir. Çünkü; zaten mahallerine terk edilmeyecek olan bu hayvanlarının ormanlara atılarak ölmeme güvencesi yoktur, kazara da olsa mahallerine terkedilecek olanların da insan vahşetine, araba kazasına ya da Belediyenin itlaf ekibine kurban gitmeme ihtimali de bulunmamaktadır.   

Tekrar belirtmek isterim ki; EĞER, Barınaklarda tutulan bu hayvanlar bakılmayacak, umursanmayacak, aç bırakılacak, işkence ve zulüm göreceklerse, ölüme terkedildikleri bu yerlerin DERHAL kapatılmaları ya da DERHAL ISLAH edilmeleri gerekmektedir.

Ayrıca ve en onemlisi, Belediyelerin, bu hayvanların, birer CAN OLDUĞU fikrinden hareketle, barınaklara sahip çıkmaları gerekmektedir. Her birinin birer can olarak kabul edildiği gün, sorunlarımızın büyük ölçüde biteceği kanısındayım. 

AV.DENİZ TAVŞANCIL KALAFATOĞLU 

İSTANBUL BAROSU  HAYVAN HAKLARI KOMİSYONUBAŞKAN YARDIMCISI