BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
27 AĞUSTOS 2010 / 01:16

yaşıyorum ve yaşamak istiyorum

Yaşıyorum ve yaşamak istiyorum yazıma başlık bulmak için çok düşündüm  bir kaç alternatif vardı mesela "yaşam  ile ölüm arasındaki ince keskin çizgi"
"Azim in yaşama azmi"   "yaşam hakkı mı ölüm hakkı mı"
o kadar gel gitler yaşadım ki.Belki yazacaklarım ,bir kesim den tepki alacak ,belki almayacak bilmiyorum ama ben DÜNYAYA GELEN HER CANLININ YAŞAM HAKKI OLDUĞUNU KABUL EDİYORUM .Bu nedenle de her ne koşulda olursa olsun  hayati fonksiyonları çalışan sadece felçli olan bir hayvanın,  yaşam hakkını elinden alma kararı veremem.
Ha diyebilirsiniz ki 3000 e yakın köpek le uğraşırken ,bir de  felçlilerle uğraşmak  çok zor olabilir olsun.  Hayat zor zaten öyle değil mi?Yaşama tutunmak kolay mı ?doğarken ağlayarak dünyaya merhaba diyoruz ,hayat bize ne gösterecek ,başımıza neler gelecek hiç bilmiyoruz ,kader diyoruz.
İşte yazımın kahramanı nın hikayesi "BİR LOKMA EKMEK UĞRUNA" başlıklı yazımda ki felçli köpek KARAM
İsmi AZİM oldu artık neden azim birazdan anlayacaksınız.

19. Mart 2010


bir lokma ekmek uğruna!




Resim 636Kısırlaştırılmış,küpesi sökülmüş(belediyesi belli olmasın diye büyük ihtimal)çok genç bir köpecik.Belediyelerin asli görevi olan rehabilite edildikten sonra mahallesine bırakmak yerine,xxx Ormanlarına atılmış yüzlerce ,istanbulun çeşitli ormanlarında ise   binlerce köpecik yaşam savaşı sürdürmekte.Büyük çoğunluğu da  savaşı başlarken kaybetmekde .
Hayırsız ada trajedisinin 2000 li yillara özgü versiyonu ormanlar.
Ne anlamsız ,dünyanın en evcil ,insana en yakın canlısı olan köpekler ,sanki yaban hayvanlarmış gibi ormanlara atılıyor .
Haftada 1 bazen de 2 kez hayvanseverlerin verdiği gıdalarla hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Tabii gelen yemekten kapabilmek için  , son sürat geçen kamyon gibi ağır tonajlı araçların  altında kalıp ezilebiliyorlar .
Fotografını gördüğünüz ismini KARAM koyduğumuz köpecik de bir lokma ekmek yiyebilmek için diğer arkadaşları gibi yola fırlıyor ve bir araç altında kalıyor.
Hayvansever arkadaş hemen kendi imkanı ile kutuya koyuyor ve doğruca yedikule darülacezesine getiriyor.Neden xxx ormanın neredeyse dibindeki barınaklara götürmüyorsunuz da kilometrelerce uzaklıkdaki barınağımıza getiriyorsunuz deyince,
 verilen cevap her zaman aynı BİZ SİZE GÜVENİYORUZ  oluyor.
Ben soruyorum BİZ KİME GÜVENECEĞİZ  !Neden mi 4 gündür stoklar tükendi zorlanıyoruz süt,makarna,mama vb desteğe ihtiyacımız var diye yazıyoruz.Kimseden SES yok.(4 günde sadece geri dönüş yapan 9 kişi oldu) 
Yedikule ye zor durumdayız ,diye yalvar yakar köpek bırakan,
merhamet ve vicdan sahibi insan olarak yüreğimi kapatamayıp tamam dediğim, 
sözde hayvansever insanlar  evet  sadece onlar destek verse idi bizim ambarlar mama süt makarna vb ile  dolardı.
Bu ne demek bazıları sarışın sever gibi,bazıları pardon çoğuları balık hafızalı olmayı sever.
 Hemen UNUTUYOR.Ama bıraktıkları canları biz yok sayamıyor ,UNUTAMIYORUZ.
Nasıl unutulur yemek isterler ilaç isterler sevgi isterler temizlik isterler yani kendilerini hiç unutturmazlar .
Artık mesajımı anlayanlar anladı,üstüne alınan , alınganlık yapmak isteyenler  varsa yapsın , herkes kendini bilir ,elini taşın altına koyan sadece biz yedikule ailesi gönüllüleri olmamalı diyorum .
Her insanın  yapabileceği bir şeyler vardır , yeterki yapmak isteyin.
Evet ormandan bir lokma ekmek uğruna  yola fırlayan zavallı KARAM şokda idi ,hemen acil ilk yardım müdahalesi yapıldı.
Sabah yaşadığını görünce röntgen vb tetkikler için Kliniğe gönderdik.
Maalesef beli  kırık ön kollar da his var ama basamıyor, arka  bacaklarda his yok felç yani.Resim 635
Felçliler kervanına bir de Karam katıldı.
Oysa ne demeli idim …Beni ilgilendirmiyor, ben kendi bölgemden sorumluyum .
Kapasitem dolu, başınızın çaresine bakın ,böyle mi olmak daha uygun? sanırım evet .
Artık bundan sonra hiç bir hayvansever (sözde veya özde hiç önemli değil)yedikuleye köpek bırakmak vb taleplerde bulunmasın cevap hep HAYIR olacaktır çok üzgünüm ama durum bu.
******************************************
27 AĞUSTOS 2010
Aradan 5 koca ay geçti.Karam yani o zaman ki ismi karam ceset gibi idi  ilk geldiği günlerde.Elimizle besliyor, suyunu içiriyor, altını bezliyorduk, ön kollarda his vardı ama güç yoktu.Ön kolları basabilse  idi araba ile yürütürüz diye düşünüyorduk.
Her gün kas ve sinir  besleyici ilaçlara devam ettik ve  yaklaşık 2.5 ay sonra  Karam ön kolları üzerine basmaya  başladı.
 Müjdeyi ilk önce Gülcan anne verdi şok oldum, çünki umutlu değildim .
Gülcan anne ismini AZİM koydu karamın.Karam gençliğinin  verdiği enerji ile yerinde duramıyor ,dolaşmak istiyordu .
Kerata hırçın dı ,kendini herkese elletmiyordu.Araba ayarlamaya çalıştık ama kesinlikle kucağa aldırtmıyor ,binmek istemiyordu arabaya.Çaresiz altına yumuşak yataklar bezler vb koyarak sürtünmeden dolayı yatak yaraları oluşmasın diye çaba sarf ediyorduk  .
Azim bir süre sonra  çok hastalandı  dolaşım bozukluğuna bağlı su toplanması ,zaturre ,ağır enfeksiyon.
Yemek yemiyordu ,çok zayıfladı  dedim ki  yaşam savaşında pes etti  gidiyor 3-5 güne kalmaz ölür .Her sabah odaya girip yaşıyor mu diye bakıyordum.
Hayır Azim pes etmiyordu ,uyguladığımız ilaç tedavisine cevap verdi 5-6 gün sonra eski Azim oldu ,gene huysuz ,gene kendini elletmeyen ,bol iştahlı hareketli bir köpek oldu.Yani yaşamak istiyor du ,gitmeye hiç niyeti yoktu.
Fakat yatak yaraları oluştu o hissetmiyordu yaralarının acısını felçti çünki, o kadar pansuman  yapmamıza rağmen yaralar kapanmıyor kapanmıyordu.Her gün  pantalon giydirir gibi gazlı bezlerle bacaklar sarılıyor, rivanolle pansuman yapılıyordu.Fakat  sabah gazlıbezlerini dişleri ile  açmış ,yaraları gene ortada bize dik  dik bakan bir  Azimle karşılaşıyorduk.
Sonra ki günlerde Azimi araba ile gezdirmeye alıştırma çalışmalarına başladık . Ona göre araba yoktu tabii ama bir şeyler uydurduk zaten çok fazla duramıyordu arabada idare ediyorduk.
Geçen hafta Gülcan anne yok idi ,bizim yaramaz Azim nasıl olsa felçli çıkamaz  hava alsın oda diye düşünülerek   açık bırakılan  kapıdan hoplaya hoplaya arka bahçeye çıkmış  ve  20cmlik açık kanala düşmüş orada kalmış ,çıkmak için ileri geri hareket edince de bacakları hissetmediği  için  olan olmuş.
Bacakların durumunu görünce  hangi veterinere götürürsem götüreyim bana  ne diyeceklerini çok iyi bilen bir insan olarak her şeyi göze aldım .Benimle aynı duyguları paylaşan  yoldaşım Sibel anne ile  Azim i yorgana sardık ,arabanın arkasına yerleştirdik ve yanına oturduk.Onun başını okşaya okşaya kliniğe doğru yola çıktık ,belki bir daha başını okşayamayacak bu ona son dokunuşumuz olacaktı bilmiyoruz.
Kliniğe geldik muayene masasında  veteriner hekim bakınca bacaklara  bakışlarından anladım ne diyeceğini ,
gözlerim doldu kendimi zor tuttum metanetli olmak zorundayım.Ve  ben ondan önce davrandım.
Hemen sıraladım çok güzel yemek yiyor az önce bir koca tas ciğer yedi, önceki gün kemiğe bayılır kemik kemirdi, bol su içiyor, bilinci yerinde araba ile dolaştırız ona göre araba yaptırırız ama uyutmaya İZİN VEREMEM bu kararı verme hakkını görmüyorum kendim de, ona ŞANS vermeliyim dedim.Ha belki ameliyat sırasında melek olacaktı, olsun ama ben ölüm kararı vermemiş olacağım.
Onun yaşam hakkını elinden almayacağım. Bu kadar seri makinalı tüfek gibi konuşunca  veteriner hekimimiz ,tamam ameliyat  için hazırlık yapalım dedi ve Azim ameliyata alındı.
1 saat kadar sonra aradım kliniği ameliyattan çıkmış AZİM yaşıyor yani ,serum veriliyormuş ve durumu iyi imiş.
Diyorum ki AZİM sen çok yaşa.Senin için özel bir araba dizayn etmeye çalışacağız.Ön kolları olmayan köpek için nasıl sahibi uyutma kararı almayıp yaşattı ise ,biz de Azimi rahat ettirmek için çaba  sarf edeceğiz.
Azim diyor ki "yaşıyorum ve yaşamak istiyorum".Her ameliyat risktir biliyorum ,tek isteğim   sağ salim taburcu olması  klinikden.
Taburcu olunca ne olacak tabiiki benim ofise TERFİ edecek :)
*********************
29 Ağustos
Çok üzgünüm maalesef Azim melek oldu.