BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
02 ARALIK 2007 / 11:57

Mısır Gezisi

Yaklaşık 3 senedir barınakla uğraşmaktan (cumartesi pazar dahil haftanın 7 günü )hiç tatil yapamamıştım. Eşimle beraber biraz dinlenmek biraz kültür gezisi meslekten dolayı (karı koca mimar olunca) eski eserler ilgimizi çekiyordu 1 hafta uzaklaşalım tatil yapalım dedik gazete ilanlarından mısır gezisi ilgimizi çekti. Fiatlar uygun du 10 ay taksit vb. kolaylar olunca, hemen yerimizi ayırttık ve karar verdik. Tabii aklım gene barınakta olacaktı ama dinlenmeye çok ihtiyacım vardı barınağı güvenilir arkadaşlara emanet ettim ve yola çıktık.






Kahireye indik istanbul çok soğuktu ama mısır 30 dereceye yaklaşıyordu çok sıcaktı ohh be iliklerimiz ısınacak dedim. Gezinirken şehir kısmında hiç başıboş köpek göremedim ama kedi çok fazlaydı özellikle cami ve turistik eşya satan ve turistlere hizmet veren cafe restoran vb yerlerde kedi kaynıyordu resimlerdede göreceğiniz gibi.. Kediler dükkan içlerinde cafe ve restoranlarda masaların altında rahat ve kendinden emin dolaşıyorlar besleniyorlar kimse onlara dokunmuyor ve hiç kimse korkmuyordu bana sanki bölgede insanlar kadar kedilerde hak ve yer sahibiymiş gibi geldi. Sonra ilerleyen günlerde piramitlerin olduğu giza luksor vb çöl kısımlarında tur yaptık oralarda da köpekler gördüm ama hiç kedi görmedim tabii her zaman çantamda mutlaka yiyecek bir seyler olur mutlaka bir hayvan karşıma çıkar ve eslerim diye ne hikmetse hep benim karşıma çıkar .

Nihayet piramit bölgesinde anne yavru ve baba dan oluşan bir aileyle karşılaştım turistler seviyorlar dı ben de sevdim besledim köpek özlemimi giderdim gayet iyi durumdaydılar .. Mısırda piramit bölgesinde eski eserler , tapınaklar, anıtlar hemen hemen her eserin üstünde hayvan figürleri vardı yılan maymun kuş aslan koç arı at timsah vb yani hayvan o dönem insanı için çok önemliydi ve bunu taşlara kaziyorlar heykellerini yapıyorlardı yani kutsaldı . Kutsal gördükleri için zarar vermiyorlardı oysa bizde....

Neyse tatil çabuk bitti ve pazar günü türkiyeye döndük hemen barınağa geldim havuç bade ponçik badi kapıda karşıladılar yalama öpme seansları başladı çok özlemişim onlarda beni özlemişler bunu her tür şaklabanlıkla gösterdiler. Mısır gibi bir arap ülkesinde bir hafta geçirdikten sonra şunu düşündum türkiyede teknoloji , refah düzeyi her şey son derece ilerledi ve ilerliyor medeniyetin çok fazla olmadığı( teşhisim türkiyenin 30 sene önceki hali diyebilirim )araba modelleri bile hala lada şahin reno vb ,lüks araba sayılı görebilirsiniz insanlar fakir (sefalet diz boyu özellikle çöl kısmında )ama çok mutlular hepsi güleryüzlü kimse kavga etmiyor trafik kazası oluyor ışıklara falan uyan yok iniyorlar arabadan bakıyorlar hasara ,no problem deyip devam ediyorlar enteresandı sanki sinirlerini aldirmışlardı bu insanlar (belkide hayvanlar la bir arada yaşamak onları rahatlatıyor her tür olaya pozitif bakabiliyorlardı).. hayret istanbul gözümün önüne geldi ufacik bir trafik kazasinda hemen yumruklar konuşur tahammül sınırımız sıfır..

İzlenimlerimin sonuna geldim osmanlı döneminin ilk başlarında insanlar camiler yapar çatı kısmın altında yağmur oluklarına dekoratif suluklar yaparlardı kuşlar su içsin diye
her mahallede kediler köpekler olur insanlar onları besler severlerdi sonra ne olduysa artık insanlar hayvanlara yaşam hakkı tanımamaya başladı oysa ilk başta
beraberlerdi . ..bizim camilerin bahçelerinde kediler istenmez kovulur zehirlenir oysa mısırda camilerde kediler baş tacı hiç kimse rahatsiz değil keşke hem medeniyet ve refah seviyemizin arttığı gibi hayvanlarada yaşam hakkı tanıma seviyemiz artsa tahammül sınırlarımız dahada genişlese ne kadar iyi olacak temennim bu...

Meral Olcay
08.11.2005

Bu köşeye yazılarınızı göndermek için meralolcay@mynet.com