Daha önceki yazılarımdan da hatırlasanız barınağımıza,
çeşitli ırk hayvanlar uğradı
(kedi,köpek dışında,at,kuzu,tavşan,ördek,hamster,martı,güvercin,leylek) şimdi de ...
Sayısı oldukça azalan sansar..Neden mi az kaldı...*
İstanbul eskiden bol yeşil alanı olan yerdi,yaşam alanı da tüm canlılar için uygundu..İnsanlar bile piknik için ormanlara gidebiliyor şimdiki gibi sahil yolu kenarındaki çimenlerde piknik yapmıyor korulara gidiyordu.
Yaşam alanı, biz insanlar tarafından yok edilen (ağaçların kesilmesi en küçük yeşil alanlara bile bina yapmak gibi bitmek bilmeyen açgözlülüğümüz ve doyumsuzluğumuz sayesinde)yaban hayvancıkların da nesilleri de tükenmekte..
Çoğu insan fareye benzediği için sansarları , iri fare diye düşünüp veya tavuklarını boğduğu vb sebeplerden fare zehiri ile yok etmekde...
Son mohikanlar gibi(filmi izleyenler hatırlarlar)sansarcık yaşam alanı olarak ,ne yapsın bulabildiği ağaçlık yer cerrahpaşa hastahanesi bahçesi olmuş orada yaşamaya başlamış belki de orada doğdu.
Çünki bostanlar,eski rum ,ermeni evleri yani eski bir yerleşim alanı ve hep bahçeli evler var..
Hastane bahçesinde insanlar korkmuş ve zarar verme yolunu tercih edince (hep öyle olur korkucunca yok edelim psikolojisi), korkudan girmiş hastane içine doktorun odasına
sığınmış..
Ekiplerimiz odadan kurtardı sansar ı ve barınağa getirdi ..Ben ilk kez sansar görmüştüm çok tatlı idi.Tıpkı bir sincap a veya büyük boy fareye benziyordu..
Aklıma bu tür kemirgen hayvanların deney amacıyla kullanıldığı geldi..Tüğlerim diken diken oldu..Minicik sansar korkudan sığınmış titriyor bana ne yapacaklar acaba diye endişe dolu gözlerle bakıyordu.
Bazı insanoğullarını anlayamıyorum,bir yerimiz kesilse ,iğne batsa ,bilinmeyen sıvı içirilsek,vücudumuza elektrik verilse,dayak yesek ,üzerimize yakıcı sıvı sürülse,başımızı mengeneye sıkıştırıp bir yerlerimize sokulan hortumlarla deney de olsa bize istemediğimiz muamele uygulansa nasıl canımız yanacaksa,
bu uygulamayı yapan insanoğlunun da empati yapması gerekir..
Deneye ,kürke hayır diyorum..Sansarcığın sağlık sorunu yoktu sadece korkmuştu, karnını doyurduk ve bölgemiz içinde az sayıda kalan bol ağaçlıklı bir bölgeye salındı..
Tabii bu arada bizim barınak personeli de abla bunuda besleyelim demez mi
hayır yaban hayvanın kafesde değil doğada yaşaması gerek dedim .
.Barınak personeli hayvansever ne olsa besleyecek, gönülden çalışmak ile zorunlu çalışmak arasında çok önemli fark var..
..Gönüllü sayımızın artmasını istiyoruz ,personel her şeye yetişemez biz gönüllüler detaylarla ilgileneceğiz ki faydalı olabilelim hayvancıklara..
Haydi gönüllüler barınaklara......