BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
30 NİSAN 2008 / 16:15

Hayvan haklarına giriş

Sevgili dostlar,

Bu aydan itibaren sizinle beraber bir kitap okuyacagım... o kadar guzel satırlar paylasacagız ki simdiden heyecanlanıyorum.. Bir arkadasımın tavsiyesiyle aldıgım ''hayvan haklarına giris'' isimli bu kitabı dun gece elimden bırakıp bas ucu lambamı sonduremedim... ısık acık dalmısım bir vakitte... gercek bir hayvansever olan gary l. Francione bizi bu kitapta daha cok duymak ve bilmek istemedigimiz ya da bilip de bilmek istemegimiz hayvan gercekleriyle yuz yuze getiriyor...okunduktan sonra unutulması mumkun olmayan kelimeler yazmıs ard arda...baktıgım fotograflar artık omrumun sonuna kadar benimle ve aklımda tek bir soru,

''Onlara daha iyi bir dunya sozunu ne zaman verebilecegiz acaba?''

Sadece hayvansever olmamızın hicbirseye yetmedigini biliyor muydunuz?

''Hayvanlar hakkında inandıgımızı soylediklerimizle gercekte onlara uyguladıgımız muamele arasında daglar kadar fark var. Bir yandan hayvanların cıkarlarını ciddiye aldıgımızı iddia ediyoruz.associated press'in anketine katılan amerikalıların ucte ikisi su ifadeye katılıyor,

''Bir hayvanın acı cekmeden yasama hakkı,bir insanın acı cekmeden yasama hakkı kadar önemli olmalıdır.''yine aynı amerikalıların yuzde ellisi hayvanların kurk manto yapmak icin oldurulmesinin ya da spor icin avlanmasının yanlıs olduguna inanıyor.neredeyse yuzde ellisi hayvanların ''onemli tum noktalarda tıpkı insanlar gibi'' oldugu gorusunde...gene yuzde ellisinden fazlası kedi ya da kopeklerle birlikte yasıyor ve onları ailenin bir uyesi olarak gorunuyor...

Hayvanlar hakkında soylediklerimizle gercekte onlara uyguladıgımız muamele arasındaki derin tutarsızlıgın nedeni,hayvanların bizim icin ''mal'' statusunde olmalarıdır.''

Durdum tam burada...bu satırda bir nefes aldım,ne denli dogru bir saptama oldugunu dusundum dun gece,lambayı sonduremedim ve,

''Hayvanlar, sahibi oldugumuz ve mal sahipleri olarak onlara vermeyi uygun gordugumuz degerden baskaca bir degeri olmayan metalardır.insanın mal sahibi olma cıkarı hemen her zaman agır basıyor.soz konusu hayvan bir ''ev'' hayvanı ya da bir ''labaratuar'' hayvanı veya

Bir ''av'' hayvanı veya ''yenecek'' bir hayvan ya da sadece bizim kullanımımız icin var olan ve bizim amaclarımız icin bir arac olmak dısında bir deger tasımayan baska bir hayvan mulkiyeti biciminde oluyor''

Gercekten boyle mi? dostarımız bizim mallarımız mı? bazen sadece ''yenecek'', bazen cocuklarımızın canlı ''oyuncak''ları olacak, sıkıldıgımızda da sokaga bırakacagımız ''mallar''ımız mı?anlasıldı. Bu kitap beni ve kalbimi daha cok yoracak...

Gary. L. Fransione diyor ki;

''Hayvan cıkarlarını ciddiye almak ve hayvanlara gereksiz yere acı cektirilmesini acıkca reddedisimize somut bir anlam kazandırmak istiyorsak,bunun tek bir yolu var;eşit gozetilme ilkesini ya da benzerlere benzer muamele etmek zorunda oldugumuz kuralını hayvanlara uygulamak.hayvanlar hakkındaki uzlasımsal sagduyumuz,hayvanların en azından bir bakımdan bize benzer olduklarını soyluyor.onlar da hissetme yetisine sahip ve tıpkı bizim gibi acı cekmemekte cıkarı olan varlıklar.''

Karmasık mı geldi? gelmesin...ben okumaya devam edeyim,siz dusunmeye...yapılacak cok sey var. Yapabilecegimiz cok sey...

Onumuzdeki ay laboratuarlarda kullanılan ve deneylerde daha dogru sonuc alındıgına inanıldıgı icin agrı kesici bile verilmeden uzerinde calısılan dostlarımız hakkında konusacagız...ve hayvanlar uzerinde yapılan bu deneylerin insanlar uzerine olumlu sonuc verip vermedigi gercegiyle de yuzlesecegiz...simdiden neyle karsı karsıya gelecegimiz belli oldugu halde...

Sizi seviyorum...gorusmek uzere...

Sevinc erbulak midyat.