BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
04 TEMMUZ 2012 / 08:27

yeni borçlar kanunu ve hayvan sahipleri

YENİ BORÇLAR KANUNUNDA HAYVAN BULUNDURANIN SORUMLULUĞU


Son zamanlarda medyada ciddi anlamda bilgi kirliliği yaşanmakta; Hayvan severler ve hayvan sahipleri yine korkutulmaya çalışılmaktadır.


Medyada bu konuyla ilgili yer alan haberler;


“...Hayvanınız yan bahçeye girerse, komşunuz öldürebilecek...”


“...Nasıl teröristler etkisiz hale getirildi deniyorsa, yasa da hayvanınız yan bahçeye girerse etkisiz hale getirilir diyor...”


şeklinde devam ediyor.



Peki hukuki düzenlemede gerçekte ne deniyor??


Yeni yasal düzenlemenin ne getirdiğini, kısaca açıklamak gerekirse;


Eski Borçlar Kanununda, hayvan sahibinin sorumluluğu 56 ve 57. Maddelerde düzenlenmişken; Yeni Borçlar Kanununda hayvan sahibinin sorumluluğu 67 ve 68. Maddeler ile düzenlenmiştir.


Eski Borçlar Kanunu madde 56, yeni Borçlar Kanunu madde 67’de yer alan düzenlemeye göre;


Bir hayvanın bakımını ve yönetimini üstlenen kişi, hayvanın verdiği zararı gidermek zorundadır.

Hayvan bulunduran, hal ve maslahatın icap ettiği bütün dikkat ve itinayı, yani hayvanın başkasına zarar vermesini önleyecek tedbirleri almada gerekli özeni göstermelidir. Hayvan bulunduran, bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz.

Hayvanın kendi bağımsız hareketiyle, içgüdüsüyle yaptığı bir hareket neticesinde, zarara sebep olması gerekir. Ortaya çıkan zarar, eğer hayvanı yönetimi altında bulunduranın yanlış hareketinden meydana gelmişse, artık bu madde uygulama alanı bulmaz.

Ve bu maddenin uygulanabilmesi için “üzerinde hakimiyet bulunan hayvan” olması gerekir. Ormandaki ayının, yeşil arazi üzerindeki kenenin vereceği zarar bu madde kapsamında ele alınmaz.

Eski ve yeni Borçlar Kanununda,  “Hayvan Sahibinin Sorumluluğu” nu ihtiva eden maddeler karşılaştırıldığında; Kanun dilinin sadeleşmesi dışında, bir değişiklik yapılmadığı görülecektir.

 

Ancak aynı hususu, eski kanunda 57. Madde ile “Hayvan Üzerinde Hapis Hakkı” başlığı altında, yeni kanunda da 68. Madde ile “Alıkoyma Hakkı” başlığı altında düzenlenen sahipli hayvanın başka bir taşınmaza (gayrimenkule) girmesi halinde, taşınmaz sahibi tarafından alıkonulmasına ilişkin madde için söylemek NE MUTLU Kİ mümkün değildir.

Çünkü; eski Borçlar Kanunu 57. Maddesi ile;


Bir kimsenin hayvanı diğerinin taşınmazı (gayrimenkulü) üzerinde bir zarar yaptığı takdirde, taşınmazın sahibine o hayvanı zapt ve tazminata teminat olmak üzere hapis hakkı tanınmışken ve Yasa metninde; “Eğer hal ve maslahat icap ederse, taşınmaz sahibi o hayvanı öldürebilir” şeklinde düzenleme varken;

Yeni Borçlar Kanunu 68. Maddesi ile ;

Yine taşınmaz sahibine o hayvanı yakalama ve teminat olarak alı koyma hakkı tanımıştır. Ancak artık öldürme değil, yasa metninde “hatta durum ve koşullar haklı gösteriyorsa hayvanı diğer yollarla etkisiz hâle getirebilir” şeklinde düzenleme getirilmiştir.



Yasa koyucu, hayvan lehine bir düzenleme yaparak; yeni Borçlar Kanununda, eski Borçlar Kanununda taşınmaz sahibine tanınan öldürme yetkisini ortadan kaldırılmıştır. Yasa dilinin sadeleştiği bir metinden, var olan öldürme yetkisi çıkarılmışken, yeni kanunda yer alan “etkisiz hale getirmekten” öldürmek anlamı kesinlikle çıkarılamaz.


Yeni kanun maddesi, “Etkisiz hale getirmek” ile hayvanın zarar vermeyecek hale getirilmesini kastetmiştir. ÖLÜM artık kesinlikle söz konusu değildir. Yeni kanun; “diğer yollarla etkisiz hale getirebilir” şeklindeki düzenleme ile hayvan canını korumaktadır.



Kaldı ki eski kanun maddesi ile öldürme yetkisi tanındığı halde, o yetki, hukukumuzda düzenlenen meşru müdafaadan pek de farksız olarak düzenlenmemiştir. Bilindiği üzere yasada yer alan “meşru müdafaa” hakkının sınırları çok sert bir şekilde düzenlenmiştir. “Evime hırsız girdi, meşru müdafaa hakkım var, çektim silahımı öldürdüm” diyemezsiniz. Diyorsanız, cinayetten yargılanırsınız.


            Eski Borçlar Kanununun ilgili maddesi de o şekilde uygulanmakta idi. Öldürebilmek için gerekli koşulların varlığı aranmaktaydı. Yargıtay; “...Kişinin, taşınmazına giren ve zarar veren hayvanları, Borçlar Kanununun 57. maddesinde öngörülen diğer hakları kullanması olanaklı iken, o yola gitmeyerek hakkın kötüye kullanılması sayılacak bir şekilde hayvanları zehirleyerek öldürmesi, kişiyi hukuksal sorumluluktan kurtarmaz...” demiştir. (Yargıtay 3. HD, 25.01.1990 tarih,  Esas 3645, Karar 360)


 


Kaldı ki sahipli hayvana zarar vermek, sahipli hayvanı öldürmek; Türk Ceza Kanunu madde 151/2’ye göre açıkça suç teşkil eder.


Yine ülkemizde 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanlara verilecek her türlü zarara karşı hukuki  yaptırım ihtiva eder.


 


Taşınmaz sahibi, taşınmazına giren hayvana karşı herhangi bir eyleme girişmeden önce sonuçlarını çok iyi düşünmelidir. Yoksa hukuki ve cezai sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaktır.


Unutmamak gerekir ki; hukuki ilişkileri düzenleyen yasal metni ihtiva eder Borçlar Kanununun, Türk Ceza Kanununa aykırı düşecek bir düzenlemeyi getirmesi düşünülemez.


 


Yasa maddelerini, istediğimiz şekilde anlama ve yorumlama hakkımız yoktur. Yasa maddelerini yorumlarken, maddeyi, yasal düzenlemeler bütünü içinde değerlendirmemiz ve yasa koyucunun bu madde ile neyi koruduğunu ve neyi düzenlemek istediğini anlamaya çalışmamız gerekir.


Bu nedenle, bu hukuki bilgiler ışığında, herkese bu konuda endişe edecek bir şey olmadığını bir kez daha belirtmek isterim.


                                                                                  Av. DENİZ TAVŞANCIL KALAFATOĞLU


                                                                                                     İSTANBUL BAROSU


                                                                                        HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU