Sık karşılaşılan sorunlar – eyvah bebek geliyor!
Biliyorum biliyorum, bebek sorun değil; ama köpek sahipleri bazen böyle düşünüyorlar ve bebek için köpekten vazgeçmek kolaylarına geliyor.
Kişisel olarak ben böyle insanların çoğuna, “köpeğe bakmaktan yorulmuş ve ondan vazgeçmek için fırsat arıyor” gözüyle bakıyorum. Hepsi değil, bazıları gerçekten panik oluyor ama birçoğu da köpeği başından atmak için “vicdanen rahat olacağı” bir bahane bulduğuna inanıyor.
Bu yazım kendilerini rahatlatmaya çalışanlar için değil, gerçekten ne olacağını bilmeyip panik yapan anne baba adayları için.
Köpek sağlığa zararlı mıdır?
Eğer aşılarını yapmazsanız köpeğin tüylerinin sizi hasta etme ihtimali var,kedi tüylerinin de, peki bu hastalığı yapan bakterilerin, araba – otobüs – ev klimalarında milyonlarca kat fazla olduğunu biliyor musunuz? Yani filtresi düzenli olarak yenilenmemiş- temizlenmemiş klimalar bir köpeğin sizi hasta etme riskinden milyon kat fazla risk taşır. Peki hiç klima yüzünden kist olmuş bir tanıdığınız var mı?
Köpek asla hasta etmez demeyeceğim çünkü aşılarını yaptırmazsanız bu ihtimal minicik minicik minick olsa da var ama bu ihtimal o kadar minicik ki bir barınağa gidip çalışanların ne kadar sağlıklı olduğunu gördüğünüzde ne kadar minicik olduğunu anlayacaksınız.
Eşiniz grip olduğunda bebeğe zarar verecek diye boşanma kararı almak ne kadar saçmaysa, bebeğiniz oldu diye köpeğinizden vazgeçmek de o kadar saçmadır.
Yok yok, köpeklerle yaşamanın ne kadar sağlıklı olduğun anlatmayacağım; o başlı başına ayrı bir yazı olur.
Eğer vazgeçmeme üzerine karar kıldıysak neler yapmamız gerektiğini konuşma vaktimiz geldi demek oluyor.
Öncelikle bir köpek, korku problemi yoksa bir ayda her türlü probleminden rahatlıkla kurtulabilir , buna emin olun. Konu korku olunca belki birkaç ay daha uzar, ama hiçbir köpek problemi yoktur ki 9 ayda düzeltilmesin. 9 ay, sadece anı yaşayan köpekler için sonsuzluktur!
Bebeğe nasıl yaklaşması gerektiğini anlatmadan önce köpek sorunlarını çözmeniz gerekliliğini vurgulamak istiyorum. Eğer bir köpek size %100 değil de %95 itaat ediyorsa hemen bu boşluğu doldurmanız gerek. Kedi görmediği zamanlarda mutlaka beni dinler, ya da mama saati haricinde… Bunlar kabul edilemez! İyi bir lidere sahip olmanın önemini önceki yazılarımda vurgulamıştım. Hele bir de bebek mi geliyor! Kendinizi Cleopatra ya da Büyük İskender gibi hissetme vaktiniz gelmiş demektir. Derhal kontrolü ele alın.
Bebeğe nasıl davranacak sorusunu cevaplamadan önce bütün sorunları çözmüş olmalısınız. Tasmasını çekmeden yürümeyi öğrenmeli, (tasmaya asılmak bu sorunu çözmez!) yemeğini barışçıl şekilde yemeyi öğrenmeli, her gördüğü şeye delice havlamamayı, insanların üstüne atlamamayı, sizin olan şeylere saygı göstermeyi öğrenmeli. Siz de egzersizlerini yaptırdığına emin olmalısınız.
İki ay düzenli egzersiz ve düzgün bir yürüyüşle çözülmeyecek bir problem yok!
Sorunları çözdüğümüzde ise bebekten önce bebek eşyalarıyla tanışma vakti gelmiştir. Buna bebek odası da, beşikte en minik çorap da dahil! Bebeğe ait olacak şeylere saygıyla ve sakin bir şekilde yaklaşması gerek. Yeni bir beşik mi aldınız, beraber yanına gidin, asla asla “bak ne göstericem gel oğlum gel!” gibi heyecanlandırıcı sözler söylemeyin, asla bebek odasında oyun oynamayın, yemek vermeyin heyecanlanmasına neden olan hiç harekette bulunmayın. Olabildiğince sakin olması gerekir. Bebek eşyalarıyla tanışma sakin olduğu kadar saygıyla geçmelidir. Eğer köpeğiniz küçükken diğer köpeklerle sosyalleştiyse “köpek adab-ı muaşeret” kurallarını biliyordur ama sosyalleşmediyse, bir yatak gördüğünde hemen üstüne çıkıp döne döne onu koklamak isteyecektir. Bu pek de saygılı bir davranış sayılmaz.
Köpek saygı duyduğu kişi ya da şeye başı öne eğik şekilde yaklaşır ve bedeniyle mesafe bırakarak sadece burnunu uzatır ve uzun uzun koklar. Eğer köpeğiniz bu beden diliyle yaklaşmıyorsa uyarmanız gerekir. “Hayır” “Hişt” de olabilir, tasması takılıyken tasmayı çekmek de olabilir, ama kesinlikle bebek eve gelmeden köpek, bebeğin eşyalarına saygı duymayı ve uzak durmayı öğrenmiş olmalıdır.
Bebek eşyalarını köpeğinizden saklamayın, hatta koltuğa kanepeye biberonlar, çoraplar, battaniyeler koyun ve bunlara saygılı yaklaşana kadar eğitime devam edin. Eğer köpeğinizle iletişiminiz güçlüyse, bebek eşyalarıyla her karşılaştığında “bebek” gibi bir komut verin. Köpeğin bebek eşyalarından, korkmasına ve uzaklaşmasına neden olmayın, bebek eşyalarının yanında durabilir ama üstüne çıkamaz, ağzına alamaz. Bir kez hata yaptığında panik olmayın, hemen Cleopatra ya da İskender olup bu hatayı düzeltin bir daha yapmamasını sağlayın.
Bebeğiniz doğdu! Sizi tebrik ederim. Bebeği hemen eve getirmeyin. Önce bebeğin sarılı olduğu battaniye, giydiği çorap gibi üzerine bebeğinizin kokusunun sinmiş olduğu bir şey getirin ve aylardır uyguladığınız prosedürü bir kez daha uygulayın. Saygıyla gelip koklasın heyecanlanmasın.
Ve beklenen büyük buluşma geldi çattı. Bebek eve geldi. Sakın heyecanlandırmayın. “Ay Ay Ay bak kim var burada!” demeyin, bebeğin bir oyuncak olduğunu düşünmesini istemezsiniz. Bebek kucağınızdayken size belli bir mesafeye kadar yaklaşmalı. Bebeği köpeğin burnuna sokmanıza gerek yok. İlk birkaç gün, bebeğe çok yaklaşmasına izin vermeyin ve sakın bunu köpeğin bebeği sevmemesine neden olacağını düşünmeyin. Köpek görerek dokunarak sevmez kokuyla sever, sizin bu kadar hassas olduğunuz bir şeye karşı emin olun o da sadık olacaktır.
Ancak ikinci üçüncü gün, büyük heyecan ortamdan uzaklaştığında, bebeğin varlığı kabullenildiğinde bebeğinizi kucağınıza alıp köpeğinizi çağırın ve yakından tanışmalarını sağlayın.
İlişkilerinin sorunsuz geçmeleri için birkaç önemli kuralı da es geçmeyelim. Köpekler bebeklere karşı çoğu zaman sizden daha korumacı olabilirler. Bazen babaları bebeğe yaklaştırmak istemezler çünkü onların doğasında erkekler bebeğe dokunamaz. Bu nedenle bebek eve geldiğinde babanın kucağında olması, zaman zaman babayla görmesi iyi olacaktır. Bebeğin sadece anneye ait olmadığını anlaması gerekir.
Ayrıca köpeğinizin korumacı tavırları bebek eve geldikten sonra artacaktır. Misafirlerin akrabaların bebeği görmesine izin vermeyebilir. Onu bir odaya kapatmanız sorunu çözmez. Aslında bebeğin ilk günlerde ziyaret edilmemesi bebek için de iyidir ama genellikle bunu sağlamak kolay olmuyorJ köpeğinizin misafirlere karşı korumacı olmasına izin vermeyin, otoriter bir şekilde uyarın. Bebeği önce siz kucağınıza alıp sonra misafire verin. Sizin kontrolünüzde olduğunu anlamasını sağlayın.
İlk günler geçince, yine de bitmiyor ilişkiniz. Yürüyüşlerinize bebek arabası eklendiğinde, köpeğin değil arabanın önde olduğuna emin olun. Köpeğin bebeğin üzerine patisini koymasına izin vermeyin, bu sahiplenme ve otorite belirtisidir, eğer bunu engellemezseniz, kapı çaldığında bebeği badisinden tutup yatağına taşımak isteyebilir. Asla kontrolü ona bırakmayın.
Bir diğer önemli konusu ise doğal hareketler. Köpeğinizin ne kadar saygılı olursa olsun büyük bir köpekse, kuyruğunun bebeğe çarpması bebeğin dengesiniz kaybettirebilir, köpeğin bebeğin üzerine yatması bebeğe zarar verebilir, başıyla göğsüne dokunması düşmesine neden olabilir. Küçük köpekler de çok hızlı hareket ederken bunu yaparlar, bu nedenle bebeğin yanında sakin olmalarını sağlayın ve bebek rahatlıkla yürüyene kadar ikisini de gözetim altında tutun.
Bebeğe ve eşyalarına saygı duymayı öğrendikten sonra aslında en az bunlar kadar önemli bir konu daha başlıyor. Bebeğinize köpeğe nasıl davranması gerektiğini öğretmek. Çoğu aile,”ay kulağını kuyruğunu çekiyor da hiç ses çıkarmıyor” diyor. Benim bundan anladığım tek şey köpeğin bu aileden daha hoşgörülü olduğudur. Bebeğiniz, ona nasıl davranması gerektiğini öğrenmeli. Kulağını çekerse, “nasıl olsa zarar vermez demeyin” bu karşılıklı bir ilişki ve iki taraf için de en iyisini düşünmelisiniz.