BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
29 HAZİRAN 2011 / 15:58

evde yanlız kalamayan köpekler :(

Köpeklerle yaşadığımız en büyük sorunların başında, ayrılık endişesi geliyordur herhalde. İki saat dışarı çıkıp evinize geri döndüğünüzde, dişlenmiş sandalyeler, soyulmuş pencere kenarları, kazınmış yer, tırnak izleriyle dolu bir kapı ve daha kötüsü kanayan patiler ve kana bulanmış bir ağızla karşılaşmak hoş olmaz tabi ki. Neden yapıyorsun bunu bana? Hatta neden yapıyorsun bunu kendine?

Neden yapıyor?

Köpekler sürü hayvanlarıdır. Asla asla asla yalnız kalmazlar; yalnız kalmak onlar için sürüden dışlanmaktır ve bu onların yaşayacağı en ağır duygu yüküdür. İşte tetikleyiciyi bulduk: Sürüden ayrı düşme.

Peki neden bu kadar parçalama?

Köpek bizim düşündüğümüz anlamda, evden çıkmaya çalışmıyordur. Yani evden çıkıp sizi aramak için yapmıyordur. Bunu yapmasına neden olan şey hapsolmuşluk duygusudur. Aslında söylediklerim birbirine çok yakın kavramlar gibi görünse de aralarında büyük farklar vardır.

Daha önceki yazılarım da köpeklerin aynı anda iki şey düşünemediklerini belirtmiştim ve köpeklerin problemlerine doğru teşhis koymanın önemini dile getirmiştim. Ayrılık endişesi yaşayan köpekler için de bu böyledir.

Yanlış teşhis, köpek yalnız kalmayı sevmiyordur. Doğru teşhisse hapsolmuşluk duygusunu üzerinden atamıyor oluşudur. Sorunu doğru teşhis edersek çözüm daha kolay gelecektir.

Köpeğiniz evi parçalarken aklında “Sahibimi bulmalıyım! Sahibi mi bulmalıyım” çanları çalmıyordur. Aynı anda iki şey düşünemezler dedik ya, işte bu düşünce onların aklına ancak özgürlüklerine kavuşunca gelir. Köpeğin o an tek düşündüğü  “buradan çıkmalıyım” dır. Dolayısıyla siz hayvanın yalnızlığını ne kadar gidermeye çalışsanız da yanlış sorunu tedavi etmeye çalıştığınızdan sonuç alamayacaksınızdır.

Bu sorunun nasıl giderilebileceğini anlatırken aslında neden bu kadar hassaslaştıklarını ve ne kadar büyük yanlışlar yaptığımızı da fark edeceğiz.

Yuva eğitimi, bu sorunu gidermenin en önemli adımıdır.

Köpek bu sorunu yaşasa da yaşamasa da, kendisini güvende hissetmesi için ona, ev içinde ayrılmış bir bölge vermelisiniz. En iyisi bir kutu olmakla beraber, bir yastık, bir kilim hatta sadece kanepenin yanı da bu işi görecektir ama bu alan, kesinlikle köpeğinize ait olmalıdır. Neden kutu daha iyi? Çünkü doğada köpekler çoğu zaman, kovuk, in ya da küçük mağaraları tercih ederler hatta siz yokken yerleri kazmalarının nedeni de, toprağı kazarak sıkıştıkları inden çıkabilmektir.

En ideali, köpek daha eve gelmeden bir kutu ayarlanması ya da hayvan dükkanlarında satılan özel kutu ve ya kulübelerden alınmasıdır. Tamamı, kapalı plastik  taşıma kutuları, in duygusunu daha iyi verdikleri ve temizliği kolay olduğu için tercih edilirler. Tel olanlar ise taşıması kolay ve daha sağlam oldukları için. Tercih bu noktada size kalmış. Tel olanlardan tercih ederseniz kesinlikle zemin için bir yastık ve ya battaniye ayarlayın daha da önemlisi, teller arasına pati sıkışmasını önlemek için köpek içerideyken dışarıdan mama vermek, okşamak gibi hareketlerde bulunmayın. Ayrıca kutu seçerken en önemli nokta boyuttur. Köpeğin büyüyeceğini göz önüne alarak en büyük kutuyu seçeriz ama yavruyken bu kadar büyük alan onu rahatsız edecektir, dolayısıyla büyük kutunun arka kısmına bir engelleyici koyarsanız ( yastık, karton kutu vb.) ideal kutuya ulaşmış olursunuz. İdeal kutu ölçüsü köpeğin rahat dönebileceği ve yan yatabileceği kadardır. Büyük kutu, yavru köpek için korkutucudur. Ayrıca kutunun tek amacı vardır, dinlenmek. Eğer siz kutuyu büyük tutarsanız orada oynamayada başlayacaktır ve bu, bütün eğitimi anlamsızlaştırır. Ayrıca kutu evin sessiz telaştan uzak bir köşesinde durmalıdır. Eğer bütün gününüz mutfakta geçiyorsa burası kutu için uygun ortam değildir.

Kutu ve köpeğin tanıştırılması bu eğitimin en önemli yeridir. Birçoğumuz kutuya köpeği koyup hemen arkasından kapağı kapatırız. İşte bu hiçbir sorunu olmayan bir köpeği bile ilk ayrılık – yani hapsolmuşluk endişesi deneyimini yaşatmaya yeter.

İdeal buluşma esnasında, köpeği heyecanlandırmamakta yarar var. Aşırı abartılı tepkiler vermekten ve yüksek sesli konuşmaktan kaçının. Köpeği sevdiği bir oyuncak ya da mamayla motive ederek içeri sokmaya çalışın. Kesinlikle siz koymayın. Eğer girmemeye inat ediyorsa, ön patilerini kutuya sokun ama işin geri kalanını o yapmalı. İnatçıysa birazcık itin. Yürümeye başladığı anda itmeyi hemen bırakın. Birçok köpek hiç sorun çıkarmadan girecektir ama sabırlı olun. Bekleyin, aceleye getirmeyin. Bu durumu iki üç kez tekrarlayın. Köpek rahatlıkla içeri girmeye başladığında bu sefer elinizle, tıpkı bir trafik polisi gibi dur işareti yapın. “Hayır” gibi bir ünlem de kullanabilirsiniz. İlk başta dışarı çıkmak isteyecektir, kesinlikle reddedin.

Adımını dışarı atmaya başlarsa, sesinizi biraz daha yükseltin ve göğsünü iki parmağınızla geri itin. Kısa bir süre sonra içerde durmasını istediğinizi anlayacaktır. Kapağı kapatmanız gereken zaman,  kafeste\ kutuda tamamen rahatladığı, yere yattığı andır. Yere yattığında kapağı birden değil yavaş yavaş kapatın. Eğer kapak kapanırken ayağa kalkıyorsa tekrar açıp elinizle durdurmaya devam edin.

Köpek yorgun değilse, içeride 15 20 dk dan fazla tutmayın ve daha önemlisi içeri de asla, dışarı çıkmak için kendini parçalayacak hale getirmeyin. Güzel bir yürüyüşten sonra bu egzersizi yaptığınızda içerde uzun uzun uyuyabilir.

Birkaç seanstan sonra, kutuya dinlenmek ya da uyumak istediğinde kendi kendine girecektir. Kutuda kesinlikle oyuncak bulundurmayın. Orası oyun yeri değil! Diş çıkarma dönemindeki yavrular için dişlik bırakabilirsiniz.

Kutunun kapağı gün içinde hep açık kalsa da zaman zaman kapama egzersizi yaptırın. Bir sonraki adım, kutu komutun  öğretilmesidir. Kendi kelimenizi seçin. Kutu- sepet- uyku- yer –rahatla ama kutu için evdeki herkes farklı bir şey demesin.

Kutunun karşısına geçin. Otur komutunu verin. Yuvaya göstererek bir ödül koyun (mama oyuncak vb.) Pozisyonunu bozmasın. Sonra yüksek sesle komutunuzu söyleyin “KUTU!” ve girip mamayı aldığında ilk alıştırmadaki gibi elinizle durdurun. Bu alıştırmada kapağı kapatmak yok. Bu alıştırmada gittikçe uzaklaşmak var. Önce kutunun karşısından sonra biraz yanından sonra diğer odadan.

Her eğitimde olduğu gibi, mutlaka köpek açken alıştırma yapın. Köpeğin ilgisinin 10 dk dan fazla tutamayacağınızı bilin. Fazla sıkmayın. Sürekli tekrarlarsanız daha çabuk öğrenecektir ama yine de ona biraz süre tanıyın. Kesinlikle kızmayın. Diğer eğitimleri değil ama bu eğitimi bir yürüyüş sonrası, yani çok enerjik olmadığında verin.

Yuva eğitimi ayrılık endişesini çözmek için tek ilaç değil ama en büyüğü. Köpeğin tek başına dinlenebileceği anlaması için gereklidir.

Ayrılık endişesi sorunun çözümünün diğer ayakları ise şunlardan oluşuyor. Öncelikle kesinlikle evden, o görmeden bir an önce çıkayım düşüncesiyle, hızlı hareket etmeyin. Kapıyı, köpeği zorla iterek kapamayın. Kutu komutu verin ya da otoriter bir şekilde “Hayır!” deyin.

Boş günlerinizde, farklı zamanlarda eve girip çıkın. Bazen 5dk da dönün bazen 1 saatte ama kesinlikle döndüğünüzde aşırı ilgi göstermeyin ve onu heyecanlandırmayın. Hatta en iyisi eğitim süresince, eve geldiğinizde onu görmezden gelmenizdir. Evden çıkarken de ona üzülerek bakmayın, bunu hisseder.

Yine de bu sorunun çözümünün en büyük kilit taşı, egzersiz olacaktır. Mümkün olduğunca gitmeden önce köpeğinizi yorun. Bu noktada bir başka konuya değinmekte yarar var. Köpeğinizle 10 dakika oyun oynadınız diye köpeğin yorulduğunu düşünmeyin, aksine bu onu daha çok heyecanlandırıp, egzersize hazır hale getirir. Köpeği yormak demek, 30-45 dk lık bir yürüyüş demektir.

Özetle,

Ayrılık endişesi, sahibinden ayrı düşme sorunu değil, hapsolmuşluk sorunudur.

Yuva eğitimi verilmesi gerekmektedir.

Eğitim süresince, ayrılmadan önce yorgun olması gerekmektedir.

Evden ayrılırken ve eve geldiğinizde kesinlikle köpeğinizi heyecanlandırmamanız mümkünse, sakinleşene kadar o yokmuş gibi davranmanız gerekir.

Düzensiz giriş çıkışlar yapmanız gerekir.

Kesinlikle, evden aceleyle kaçar gibi çıkmamanız gerekir.

Bu noktaya bir günde gelinmediği gibi bir günde de çıkamayacağınızı fark etmek gerekir
yazan:mercan aytuna