BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
25 KASIM 2008 / 23:23

iyi uykular bigi

İstanbul'a ilk geldiğimde Aksaray Orduevinde kalıyordum, oraya yakın
olan Yedikule Hayvan Barınağı'na gidip geliyordum. Ama okul ve
Üsküdar'a taşınmam nedeniyle çok fazla gidememeye başladım. O dönemde bir arkadaşım bakamadığı köpeğini barınağa vermek istedi ve Meral Hanım'la iletişime geçmemi rica etti. Barınağın durumu zaten malum, ben de o dönemde bahçeli bir eve taşınmıştım ve köpek sahiplenmek için sabırsızlanıyordum. Fırsat bu fırsat diyip sahiplenmeye karar verdim.

Bigi bana geldiğinde 4 aylıktı, beagle cinsi ve daha yavru olduğu için
oldukça yorucuydu. Yerinde hiç durmaz, evde kemirilmedik eşya
bırakmazdı. Kızdığımı bakışlarımdan anlar hemen kaçardı yatağın
altına. Ama en fazla 5 dakika sonra önce burun çıkar yatağın ucundan, yavaş yavaş da gözler. O bakışı görünce kızmak ne mümkün, gülmemle birlikte kucağıma atlardı. İstisnasız her gün bunu yaşadık. Bigi geldiğinde alkoliktim, nerede akşam orada sabah sarhoş oluncaya kadar içerdim, okula da gitmemeye başlamıştım. Sonra Bigi geldi, ilk hafta alışalım diye dışarı çıkmadım ve yatağımda yatmasına izin verdim, bir hafta geçti o kadar da mutluyduk ki...
Beraber okula gittik herkesin maskotu oldu.

Hayatında hiç bir hayvana değmemiş arkadaşlarım kucağından indirmedi. Her gün uzun yürüyüşlere çıktık, İstanbul'u keşfettik beraber. Ondan önce gündüz dışarı çıkmayan, gece olduğu yere sızan ben, onunla yeniden insan olduğumu hissettim.
Alkolü bıraktım, son anda derslerime çalışıp okuldan atılmaktan kurtuldum.

Artık her şey yolundaydı, biz çok mutluyduk, sıkıntımız yoktu. Çok güzel günlerdi ama bir gün ben okuldayken evdeki bir torba fıstığı
yemiş ve bağırsakları bunu kaldıramadı. Hiç bir tedavi sonuç vermedi. Alttaki mektubu O'nun ardından yazdım.

hayatıma nasıl girdiğini anlamadım senin. sana nasıl bu kadar bağlandığımı, beni nasıl bu kadar sevebildiğini anlamadım. ilk geldiğinde yatağın üstüne bile çıkamıyorken 5 ayda sensiz yattığım 10 gün vardı sanırım. o kadar alıştım ki sana ben o yatakta nasıl yatarım
bilemiyorum. sanki sensiz hiç yatmamışım o yatakta. gece uyumadan önce yüzümü yalaman, gece horlayıp ya da patini suratıma çarpıp uyandırman, uykuyu fazla kaçırınca üstümde dolaşıp uyandırman olmadan nasıl yatarım ben o yatakta?

hasn2.jpgsokak kapısını açar açmaz kim üstüme atlayacak benim, kimse beni öyle mutlu karşılamadı, beni kimse senin gibi sevmedi. tuvalete gidince bile kapıda beklerdin çıkmamı... bir kere otele almamışlardı hatırlar mısın, bağlamak zorunda kalmıştım seni, 10 metre ötende olmama rağmen benim yanıma gelemediğin için o kadar ağlamıştın ki şikayetler yüzünden çıkmam gerekmişti benim de... gerçi otelin girişine bıraktığın güzel bir tepki olmuştu...

hep çok inatçıydın sen, yapma dediğim ne varsa yaptın. yaptığını da biliyordun hep, ben daha kızmadan kaçardın. son anında da inatçılığını korudun gözlerini kapatmadın, kapatmama da izin vermedin...

senin bir amacın vardı. insanlara sevgiyi göstermek. gösterdin de seni görüp de seni sevmeyen olmadı hiç. köpekler sahibine benzer, sen bana hiç benzemedin ufacık haline rağmen çok dayanıklıydın, bütün bir gece moda sahilinde koşmuştun köpeklerle, hiçbiri seni yakalayamamıştı. son anına kadar hep dayandın biliyorum. 3 gün yemek yemedin, 3 gün su içmedin, 3 gün hiç uyumadın... dayanacağını biliyordum o yüzden, o geceyi çıkarsak iyi olacaktın, çıkardık sanmıştım ben. sabah 7 olmuştu sen hala beni
izliyordun, hala beni sev diye yanımdan ayrılmıyordun, kurtulduk dedim...

11'de gideceğiz yine acıyacak ama iyi olacaksın demiştim, anlar gibi bakmıştın oysa... ama sen beni o kadar seviyordun ki uyumamı bekledin değil mi, görmemi istemedin... ben uyur uyumaz, en son bana baktığın yere yattın ve 3 gündür ilk kez uyudun.
ama niye böyle zamansız uyudun be oğlum, ben sensiz ne yaparım şimdi?
iyi uykular eşşşek oğlum benim, baban seni hiç unutmayacak
Hasan ARICAN