BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
03 ARALIK 2007 / 14:41

Mitsi'nin öyküsü

Bundan yaklaşık 2 sene önce bir gece,uykumdan,acıi bir ulumayla uyandım. Ses uzaktan geliyor gibiydi,sessiz gecenin ortasında bir çığlık gibi yankılanıyordu.

Birkac defa yatağımdan kalkmaya niyetlendiysem de,bir türlü başaramayıp, uykuya yenik düşüp sabah olmasını beklemeye karar verdim.

Sabah,köpeğimi gezdirmeye çıktığımda inanılmaz bir görüntü ile karşılaştım.
Kocaman bir ağaca,tasmasıyla, bir terrier bağlamışlar ama vicdanli sahipleri bir de önüne yemek ve su bırakmışlar ve terketmişler.

Yoldan gecen birçok kişi, köpeciğin önünde durmuş, hayretler içersinde onu izliyor, aralarında konuşuyor ama elbette ki hiçbirisi birsey yapmadan, bir çare düşünmeden yollarına devam ediyorlardı.

Hemen tasmasını çözüp,bir arkadaşıma bıraktım,akşama kadar bakmasını,iş çıkışı gelip alacağımı söyledim.

Bu arada da bir arkadaşım, küçük cins bir köpek sahiplenmek istiyordu, hemen arayıp akşam için randevulastık.

Yaklaşık 5 yaşında ama küçücük bir kız olan ve sonradan ismini "Mitsi" olarak koyacakları dostumuzu sahiplendiler.

Aradan aylar geçti,arasıira telefonla konuşuyorduk,hersey iyi gidiyordu.

Bir süre sonra arkadaşımın eşi, Mitsi'yi evde istememeye basladı,arkadaşımla konuştuğumda "Mitsi'den kesinlikle ayrılamam, bu evde işten eve gelişimi bekleyen tek varlık O, eşim ne derse desin terkedemem" demişti ve ağlamıştım telefonda..
Bir insana daha "insan" olmanın onurunu, sevgi bütünlüğünü, merhameti hatıirlatmiştı Mitsi..
Bizlerden sadece sevgi ve merhamet bekleyen,agzi dili olmayan varliklarin, varligin diger bir turu olan insanda neleri degistirebilecegine, nasil sevgi tohumlari ekebilecegine bir kez daha sahit olmustum.

Yine 2-3 ay gecti,yine bir telefon gorusmemizde,arkadasimin da fikirlerinin degistigini, evin,cocugunun ve Mitsi'nin tum sorumluluklarinin kendisinin uzerine kaldigini, bu sorumlulugun da fazla geldigini soyledi ve elbette ki Mitsi'yi terketmekten bahsetti..
Ikna etmeye calistim,Mitsi'nin gozunde ileri derecede katarakt vardi, birlikte fakulteye goturmeyi teklif ettim, tamam,dedi, ikna oldu..Ya da gecici bir sure icin ikna edebildim..

20 Mart Pazar gunu,bir barinagin adresini istemek icin beni aradi..Uzun sure ilgilenemedigim,Mitsi'nin ziyaretine gidemedigim icin sanirim umrumda olmadigini dusundu ve sadece barinagin adresini ogrenmek istedi.Anladim ve bir barinagin adresini verdim,birakirlarsa Mitsi ile ilgilenecegimi soyledim ve biraktilar..

Bugün gidip gördüm Mitsi'yi..Yemek yemiyor,su icmiyor,korkudan surekli titriyor..
Ustelik gozleri de pek gormuyor,koku duyusuyla yonunu bulmaya calisiyor..
Su an yaklasik 8 yaslarinda ama hala küçücük bir kiz O..

Hayata kendi seciminin disinda gelen, kimbilir kac sicak yuvanin bir parcasi olan ve her seferinde,hos bir gezintiye ciktigini dusunurken ve heyecanlanirken, ailesi tarafindan terkedilen bir masum can Mitsi..

Diger dostlarinin mahkum edildigi "barinak" ortamina alisamayacak, disleri olmadigi icin oralardaki koca kemikleri yiyemeyecek,küçücük bir kiz Mitsi'nin bundan sonraki hayatini garanti altina almamda yardimci olabilecek dostlarimizdan, Mitsi ve ben haber bekliyoruz.

"Bilincsizce hayvan sahiplenen insanlarin terkettikleri köpekler, adına barınak denilen yerlerin birçoğunda sessiz bir olume terkedilmektedir.Hepsi sicak yuvalarinin ozlemini cekmekte, barinak kosullari iyi olsa dahi mutlu olamamakta, alistigi duzeni geri istemekte, hergun,sahiplerinin geri gelmesini beklemekte ve bircogu da kendini olume terketmektedir.
Bir dost sahiplenirken, onunla paylasacaginiz ortalama 15 seneyi bir dusunun, evinize bir esya degil bir can aldiginizi unutmayin ve bu sorumlulugu kaldirabilecekseniz sahiplenin."

23 Mart 2005
Ebru

Mitsi o barinakta 3 gün boyunca korkudan tit tir titremiş ve hiç yemek yememiş, yani intihar ediyormuş. En sonunda Ebru arkadaşım biraz çekinerek aradı beni "biliyorum çok kalabalıksın ama ..???" daha cümlesini bitirmeden getir dedim çünkü hikayesini gruba gelen maillerden okumuştum. 24 mart perşembe günü mitsi dört ayaklılar Darülaceze yaşlılar evi, yedikuleye getirildi öğlen saatlerinde ..
onu hemen ofisime aldım çünkü yalnız kalmamalıydı. Bana güven duymalıydı. Başını oksadım, hemen yaş mama açtım çünkü dişleri yoktu. Önce kokladı ve bir çırpıda bitirdi mamayı, suyunu içti ve MİTSİ hayata döndü .....

24 Mart 2005
Meral olcay