BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
03 ARALIK 2007 / 14:39

Miniş'in Hikayesi

2005 Ocak ayının son günleri havalar çok kötü ve soğuk ..
Karda soğukta yağmurda hep sokaktakileri değil (nasılsa kafalarını sokacak bir yer bulurlar) ,barınaktakileri düşünürüm benimkilerin üstleri kapali üsümez ıslanmazlar ya diger bazı barınaktakiler ayazda, yağmurda karda barınaklarının çatısı yok ( saray barınagı gibi yagmurun altında), kötü muamele tecavuz e uğrayan (sivas barınağı gibi) kafeslere kapatılmış diğer barınaktaki zavallılar için yüregim cız eder keşke onları da kurtarabilsem ama bu çözüm degil çözüm hayvana bakış açısını ve zihniyeti degiştirmek biraz sevgi kırıntılarını yüreklere serpiştirebilmek. Elimden gelebildiğince baska barınakta zor durumda olan ev köpeklerini istemeyerek de olsa çünkü yedikule de 250 ev köpeği varken başka barınaktan almak saçma ama gelin anlatın yüreğime, acıyor alıyorum..

Tuzla barınağına terk edilmiş tabii nasıl terk edilmiş hep böyle olur bir kaç kişi gelir, "biz bu köpeği yolda bulduk. Burası barınak değilmi alacaksanız. Alın yoksa bizde sokağa atar gideriz" derler bu da öyle olmuş. 0 numara terrier kirli simsiyah tuzlada gönüllü anneler onu koyacak yer tabiiki bulamıyorlar. Dogru özel kliniğe götürüyorlar. Yıkanıyor temizleniyor. Kirin altından bembeyaz pamuk gibi bir köpöş çıkıyor 10 gün klinikte pansiyonda kalıyor..

Gönüllü annelerin çok parası yok. Günlük 10 milyon pansiyon ücreti ödemek için tabii. Bu arada köpöşümüzün havlayamadığı anlaşılıyor. Ses tellerini ilk sahipleri (vicdansizlar kimlerse) aldırmışlar. Aşılarını banyosunu bakımını yaptırıyorlar yer aramaya başlıyorlar yaşı 6 civarı orta yaş yuva bulma şansı zayıf son çare darülaceze yedikule 2. Gönüllü İnci anneyi kıramadım getirin dedim getirdiler.

3 Kg ancak var, beyaz pamuk gibi sempatik hala insanları seviyor sadece kucak ve okşanmak istiyor. Neyse bıraktılar gittiler. Ben ofisimde bıraktım onu bir hayvanı tanıyayım sonra uygun anlaşabilecegi arkadaşlarının yanına koyarım diye düşünüyordum. Yuva bulamayacağına emindim çünkü o kadar genç köpek varken barınakta yaşlıyı kimse almaz diyordum.

Ertesi gün hava çok yağmurlu. Sabah sabah bir bayan geldi köpek sahiplenmek istediğini söyledi. Ofiste otururken bizimkini gördü bu nedir dedi ben de hikayesini anlattım. Çok dugulandı ağladı ne kadar yaşar dedi 5-6 sene daha yaşar dedim. O zaman bunu alıyorum o kadar çile çekmis son zamanlarını mutlu benimle yaşasın dedi. Ben de çok duygulandım.

Sokaktaki köpekleride beslediğini, sıkı bir hayvansever olduğunu sohbet esnasında öğrendim. Adını miniş koyduk. Miniş hemen kucağına oturdu hanımın, yasladı başını omuzlarına, mest oldu başını kaldırıp bayanın gözlerinin içine bakıyor beni al ve terk etme diyor sanki. İşlemleri yaptık. Hemen tuzlada ki gönüllü annelerini arayıp "miniş yuva buldu" dedim şok oldular sevinçten...

Miniş çok şanslı annesiyle işe gidip gelecek hiç yalnız kalmayacak.
Darısı diğer yaşlı, geçkin, barınaklara terk edilmiş ev köpeklerinin başına diyorum. Malesef hepsi miniş kadar şanslı olmayıp stresten intihar edebiliyorlar.