BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
03 ARALIK 2007 / 14:26

Maviş ve Boncuk'un Hikayesi



1999 senesi Haziran ayında mahallemizin Kralı Arap ile Kraliçesi Sarıkız'ın izdivaçları sonucunda Sarıkız hamile kaldı (evleri, yuvaları Olmadığı için) yersizlikten sokağımızdaki parkta doğum yaptı. Mahalle olarak yemekler sütler bol bol taşındı. Herkez seviyordu bu aileyi. Baba arap, çocuklarının yanından aynımıyor annede aynı şekilde yavrularını koruyordu, doğal olarakta annelik içgüdüsü ile biraz saldırgan olmaya başladı. Şikayet olacak diye ödüm kopuyordu ve korktuğum başıma geldi. Bir sabah yemek götürdüğümde anne ve 8 yavrusunu (köfteyle) zehirlenip ölmüş. 2 yavrusunu da can çekişir halde buldum. Baba arapın da aglamaktan gözleri kan çanağına dönmüş kıpkırmızıydı. Karısını ve çocuklarının ölülerini kokluyor bununun ucuyla ittiriyor haydi kalkın gene oynayalım diyordu sanki. Ne yapacağımı şaşırdım. 2 yavruyu hemen veterinere yetiştirdik ilk müdahaleler yaptıdı ve yavrular hayata döndü... Fakat sorun asıl şimdi başlıyordu. Her taraf risk altında yavrulara nerede bakabilirdim. Apartmanda hayvansever birkaçkişiyle beraber gizlice kazan dairesine götürdük orada bir yer ayarladık nöbetleşe gizli gizli doyuruyorduk.

1 ay sonra ayaklanmaya, havlamaya başladılar ve sonuçta kazan dairesinden de kovulduk. Çatalcada güzel bir çiftlik evi bulduk ve maviş ile boncuk' u yeni evlerine yerleştirdik huzur içinde evimize döndük, mutluluğumuz çok sürmedi bizim yaramazlar orada rahat durmadılar adamın bahçede beslediği ne kadar tavuk ve horoz varsa hepsini boğdular. Ev sahibi sinirli "hemen alın bunlan diye" bagtrlp çağırıyor "Zararınızı karşılayacağım yeterki yeni bir yer bulana kadar kalsınlar" diye yalvardım. Kabul etti. 10 gün sonra Büyükçekmecede başka bir çiftlik buldum. Burasıda büyükbaş hayvanların bulunduğu bir çiftlikti. Bu sefer de umarım danaları, sığırları, koyunları boğmazlar bizimkiler diye dua ederek götürdük. Birkaç hafta sonra aradım problem varmı diye herhangi bir sorun yok sürüye bekçilik yapıyorlar dediler. içim rahatladı.

Arasıra gidiyor onları ziyaret ediyoruz. İki can kurtarmanın mutluluğunu ancak; sahipsiz hayvanlara bir yuva bulmanın da ne kadar zor olduğunun üzüntüsünü yaşıyoruz.