BİZİ TAKİP EDİN
İSTANBUL, TURKEY
02 ARALIK 2007 / 21:11

Adil olmak

Dünya uzerinde yaşayan her canlıya adil davranmıyor.. .Bu ay sizinle bu konuda dertleşmek ve dünyanın bu adaletsizliğine rağmen üzerinde yaşayan isimsiz kahramanlardan bahsetmek istiyorum... Benim tanıdığım isimsizlerden birinin adı tesaduf eseri Adil ama! Hoş bir tesadüf... Onun varlığına her sabah uyandığında şükreden bir sürü dört ayaklı dostum var... işte bunlardan sadece birinin hikayesi hem de kendi ağzından,

''Soğuktu, yağmur yağdığı için üşümüyordum, artık soğuk bedenimin bir parcası oldugu icin alışmıştım ona... bayılmadan önce hatırladığım son şey karşıdan karşıya geçmek üzere olduğumdu.. sanırım yapamadım ama... bir adım bir adım daha... bir makineden çıkan kulak tırmalayıcı bir ses ve bacaklarımdaki korkunç sancı, karanlık sonrası...

Yolun ortasında mıyım? Biri beni kaldırımın kenarına mı koydu yoksa? Var mı hala boyle birileri bilmiyorum... Gözümü açtığımda yardım edin bana diye bağırıyordum...Yapabildigim tek sey bu olduğu için... Az evvel dört ayaklı sağlıklı bir kediydim, küçük bir sokak kedisi, sıradan tüylü bir canlı... Şimdiyse arka ayaklarım duruyor ama onları eskisi gibi yönetemiyor beynim... Biri bana yardım eder mi?

Siz insanogulları ve kızlarının zamanıyla ne kadar geçti bilmiyorum... Sancılarım artarak devam ediyor ve hayatın neden bana böyle kötü davrandığını anlamaya çabalıyorum... Eskiden sadece insanların bazıları kötü davranırdı bana, şimdi işin içine hayat da karıştı iyi mi?

Dur napıyorsun? Canım yanıyor, kaldırıyor musun beni yerden, evet arka ayaklarım, yok deneme boşuna yürüyemiyorum sanırım, sanmam hatta kesin yürüyemiyorum. Kimsin sen? Gecenin bu saatinde ayağında terliklerin olduğuna göre evinden çıktın geldin buraya, sesimi duyduğun için, sesime sağır kalamadıgın için... Sen iyi birisin tamam ama bakalım benim için neler yapacaksın simdi?

Aklımdan bunlar geciyor iste... Uyutturacak mı beni bir veterinerin soğuk metal masasının üzerinde... Filmlerde böyle oluyor artık kendine bakamayacak dört ayaklı dostlarım için... Terlik adam benim hakkımda böyle bir karar mı verecek acaba? Acımı unuttum, acaip korkuyorum simdi....''

Evinde oturuyormus Adil... Yün yumağı kedileri de iki yanında... Hersey normal, hersey yolunda... Derken bir yardım çağrısı duymuş sokaktan... Böylesi çağrılara oldum olası alışık, duyuyor çünkü kulakları, iyi ki de duyuyor... Sonrası çok aydınlık hikayemizin...Veterinere gidiliyor, kazazedemizin yürüme ihtimali yok gibi görünüyor ama Adil'de öyle bir yürek var ki vazgeçmiyor yeni arkadasının yaşama ümidinden... Ne yapsın düşünüyor düşünüyor ve birden buluyor!
Ofisinin duvarının bir kösesinden diğerine incecik bir metel ip geriyor, küçük arkadaşını belinden bir baska metal aksamla bu ipe bağlıyor, öyle rahat bir el emeği buluş ki bu kedicik bu kendinden esnek iple ister yere uzanıp uyuyor ister yurumeye cabalıyor ama en elzem olan yeme icme ihtiyacını kendi gayretiyle yeniden edinmek zorunda... O kadarcık bir yuk yukluyor onun minik omuzlarına...Bir kosede maması,diger kosede suyu duruyor...Haydi bakalım küçük canavar ekmek aslanın ağzında, ama yaparsın sen, yeniden yürütebilirsin cansız bacaklarını diyor adeta... Bir deneme, bir deneme daha, bin deneme daha... Eeee ucunda açlık var isin, hayatın kendisine adil davranmadığı dostumuz yeniden köşeden köşeye ama sürüne ama yürüye kendini doyurmaya çabalıyor....

Metallerden çoktan kurtuldu bile! Adil'in ofis canavarı oldu, yürümesinde hep o geceden kalma bir aksaklık olsa da son nefesini vermedi metal masada, cünkü dedim ya sözün basında bazı isimsiz kahramanlar var hayatta diye... Belki de dünyaya geliş sebepleri bu!

Sesleri duymak, seslere yardım etmek için... Trafik teroristlerine, hayvan teroristlerine ragmen Adil'lerimiz var, hem de çok adil Adil'lerimiz var... Onların varlığına armağan etmek istiyorum satırlarımı...

Biliyorum şu an tam şu an, bu tuş tıkırtılarının az ilerisinde başka yardım çığlıkları da var, onları duyan birileri de...
Onlardan bir tanesini tanımanın sevinciyle...

Sevinc Erbulak Midyat